Sürtünmesiz dünya
Kâr amacı gütmeyen kuruluşların projelerinde çalışanlar iyi bilirler. Bu kuruluşların ‘en iyi uygulamaları’ öğrenip hayata geçirmek gibi bir anlayış vardır. Bu uygulamaya kıyaslama (benchmarking) denir. Özellikle insani yardım projelerinde örnek uygulamaların alınıp harfi harfine uygulanması o projeye artı değer katar. İyi uygulamanın iyi olduğu bir kez daha kanıtlanmış olur, artık bu uygulama standartlaşacaktır. Bunda ne var diyeceksiniz? Kulağa güzel bir yaklaşım gibi geliyor, değil mi?
Elbette başkalarının çalışmalarından öğrenmek ve öğrendiklerimizi uygulamak iyidir ama bu kıyaslama modelinde aslında derinden bir sorun var. Bu yaklaşım sürtünmesiz bir dünyayı varsayıyor; bir uygulamanın alınıp yerel, sosyo-ekonomik farklılıklar gözetilmeden başarılı diye uygulanması hiç beklenmedik şekilde ters tepebilir. Yemen’deki insani yardımın başarısını Ukrayna’ya taşımak aslında pek de mümkün değildir.
Amacımız insani yardım projelerindeki sorunları tartışmak değil. Burada dikkat çekmek istediğim nokta ‘sürtünmesiz dünya’ varsayımı. Kıyaslamanın sürtünmesiz dünyasını kâr amacı gütmeyen kuruluşlar da varsayar ama aslında kıyaslama denilen uygulama şirketlere ait bir uygulamadır.
Sürtünmesiz, engelsiz bir dünyayı kim varsaymak ister? Elbette sermaye, değil mi? Ekonomi alanı özellikle politikaya kapatılarak, tüm hayatın dışında teknik özel bir alan olarak yaratıldığında amaç aslında sermayeye engelle karşılaşmadığı sürtünmesiz bir dünya sağlamaktı. Politik tüm engellerin kaldırıldığı, halkın kimsenin ayağına takılmadığı, yöneticilerin karlarını arttırmak için ‘en iyi uygulamaların’ gerektirdiği tüm eylemleri yapabileceği bir dünya elbette ağır politik baskılarla, devletin zor gücüyle hayata geçirildi. Kıyaslamanın performans geliştirme, rekabet avantajı sağlama, strateji geliştirme gibi hedeflerinin insani bedeliyse politik alanda sesini duyuramamaya başladı.
Devletlerin şirketler gibi yönetilmesi gerektiği uzun süre önce dile getirildi; verimliliğin artması, daha kolay yönetilmesi de büyük avantajlar olarak resmedildi. Türkiye’de öncelikle Turgut Özal’ın başbakanlığında şiar olan şirket-devlet sanırım ancak son dönemde gerçekten vücut bulabildi. Özelleştirecek, satılacak Kamu İktisadi Teşebbüsü ya da kamu malının kalmadığı, hizmetlerin özelleştirildiği,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d