menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Öz savunma haktır!

18 0
25.11.2025

Küçük bir kız çocuğuyken bile biri birine herhangi bir şiddet uyguladığında çocuk aklımla “Diğerinin eli armut mu topluyor kardeşim!” diye düşünürdüm. Bana bulaşan her kimse de uydurma karate hareketlerimle üstüne yürür korkutup kaçırırdım.

Hatta bir noktada bu uyduruk karate hareketlerimi gerçek karate hareketlerine çevirmeye de niyetlendim. Mahalledeki karate salonunun deneme dersine ailemden habersiz gittim. Hoca beni mükemmel yetenekli buldu. “Sen gel kıyafetlerini ben sana ücretsiz vereceğim” bile dedi.

Tüm aile ‘erkek gibi kız’ olmamdan inceden gurur duysa da erkek gibi olmanın da sınırları vardı, babam gitmeme izin vermedi. Benim düşmanım mı varmış, kız başıma ne işim varmış karatede?

Benim düşmanım mı vardı peki? Şimdi bu sorunun cevabına geleceğim ama önce şu soruya cevap arayalım: Benim bir savunma / saldırı sporunu öğrenmem, bir kız çocuğuna çok da uygun görülmeyen bir aktiviteye katılmam için ille bir düşmanımın mı olması gerekiyordu?

Erkek çocuklarına çok yakışan, onların ne kadar cesur, ne kadar atik, ne kadar kendinden emin canlılar olduğu gerçeğini (!) parlatan bu tarz aktiviteler nedense konu kız çocuklarına geldiğinde birden fazla agresif, saldırgan, tu kaka ilan ediliyor.

Allah muhafaza ya kız çocuklarının kırılgan yapılarına zarar gelir de birden saldırganlaşırlarsa diye adeta herkesin aklı çıkıyor. Erkeğe hak görülen dövüşmek, karşı durmak, savaşmak, öfkenlenmek, canı yandığında canını yakanın canını yakmak hakkı, iş kadına gelince kadına asla yakışmayan, en iyi ihtimalle bir cinnet anına yakıştırılan, delilikle mutlaka bir bağı olan bir eyleme dönüşüyor.

Kadının kırılganlığı, ruhu bir yana bedenine bile öylesine sıvanıyor ki yıllarca şiddet gören bir kadın bile canını yakanın canını yakmayı bir gün bile aklından geçiremiyor.........

© Diken