Yirmi Liraya Araba I Hayatın İçinden Öyküler…
Aman be Hanım Abla, şair misin öykücü müsün nesin de anlamazsın hiç paradan puldan diye bir yandan örgü şapkasını düzeltiyor bir yandan da tek eliyle elmasını yemeye çalışıyordu. Ta ne zaman zam geldi arabalara da haberin yok hiçbir şeyden. Geçim ne zor bilmiyorsun da. Seni alıp müzeye koymalılar. Ha Abla, söylesene şairdin, öykücü mü oldun?
Sen de Himmet Çocuk olmalısın, boyundan büyük işlerin var dedim. Laf da çok ağzında. Biraz öyle oldu evet. Bu evlerin kapılarından içeri girmek çok heyecanlıymış. Her biri ayrı bir türkü tutturmuş. Dumanları başka ötüyor bacalarının. Göçe hazır kuşlar gibiler. Beni çağırıyorlar, yaz diyorlar, yazıyorum ben de. Rahmetli Fadime babaanne “ne o durmadan okuyup yazıyorsun, gözlerine yazık, okuyup da kâtip mi olacaksın?” derdi. Ben de yok ormancı olacağım derdim ya. Olamadım. Her genç kızın hayali, çeyiziyle gurur duymak, kolunda bileziklerle ele güne karşı gelin olmak olmalı ona göre. El âlem merhaba, bugün nasılsınız bakalım? Yeteri kadar girdiniz mi öykümüze de? O halde şimdilik güle güle size. Fadime babaanne boş duranı Allah sevmez de derdi. Boş durulacak vakit........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein