KAYIRMACILIK
Kayırmacılık (nepotizm, adam kayırma), toplumların adalet duygusunu zedeleyen, bireyler arasında güveni sarsan ve nihayetinde toplumsal çöküşe neden olan ciddi bir ahlaki ve sosyal sorundur. İnsan psikolojisi, bireyin yakınlarını ve kendisine fayda sağlayacak insanları destekleme eğiliminde olduğunu gösterse de, bu eğilim sınırlandırılmaz ve adalet ilkeleri çiğnenirse, toplumda haksızlık, huzursuzluk ve çürümüşlük yaygınlaşır. İslam, kayırmacılığı kesin bir şekilde reddederek liyakati, adaleti ve hakkaniyeti ön planda tutmaktadır.
İnsan doğası gereği sevdiklerini, yakınlarını, kendisine menfaat sağlayan kişileri desteklemeye meyillidir. Bu durum, biyolojik bağlar, aidiyet duygusu ve güven ihtiyacı gibi psikolojik faktörlerden kaynaklanır. Ancak bireyin ahlaki ilkeleri ve vicdanı bu eğilimi kontrol altında tutmalıdır. Çünkü haksız bir şekilde birini kayırmak, diğerlerinin hakkını gasp etmek anlamına gelir. Elbette karar vericiler ve takdir yetkisine sahip olanlar, emanet ettikleri görevleri yapacak kimselerde sadakati de dikkate alacaklardır.
Sadakati olmayanın ihaneti söz konusu olur. İhanet zaman içinde çöküşe neden olacaktır. Sadakat, ehliyet ve liyakat dikkate alınarak yapılan tasarruflara kayırmacılık denemez. Aksi düşünülürse, takdir yetkisine sahip olanların yakınları ehliyetli ve liyakati olsa da kendilerine herhangi bir sorumluluk emanet edilmeyecektir. Bu durum, hem İslâm hukukuna hem de mer'i hukuka uygun değildir.
Psikoloji ilmi, insanların grup içi dayanışmaya önem verdiğini ve kendi grubuna ait kişilere ayrıcalık tanımaya yatkın olduğunu gösterir. Ancak bu doğal eğilim, toplumsal adaleti gözetmeyen bir şekle büründüğünde yozlaşma ortaya çıkar. Bir yönetici, işveren veya kamu görevlisi, sadece kendi tanıdıklarını kolladığında, toplumda liyakat yok olur, ehliyetsiz kişiler kritik görevlere getirilir ve sonunda sistem çöküşe........
© Denge
