Mücadeleye Devam: Türkiye’deki Güncel Protestolar Üzerine Bir Değerlendirme
Son dönemde Türkiye’deki siyasi çalkantı, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının haksız yere iptal edilmesi ve ardından tutuklanmasıyla zirveye ulaşmış durumda. Bu adım, popüler bir muhalefet liderine yönelik hedefli bir saldırının çok ötesine geçiyor. Demokrasinin ve siyasi özgürlüklerin özüne yönelik doğrudan bir saldırı niteliği taşıyor. Türkiye büyük bir kriz içinde savrulurken devam eden eylemleri, Gezi Parkı hareketinin bir uzantısı olarak değerlendirmek gerekmektedir. Gezi, mevcut direnişin temellerini atmıştı ve şimdi ise bu direniş, tüm ülkede sokaklarda güçlü bir şekilde yankı buluyor.
İmamoğlu’nun Tutuklanması: Bir Siyasi Hamle mi, Yoksa Otoriter Kontrolün Bir Belirtisi mi?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, uzun zamandır daha demokratik, adil ve özgür bir Türkiye isteyenlerin umut simgesi haline geldi. İmamoğlu’nun ulusal siyaset sahnesine çıkışı, 2019 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmasıyla başladı; bu koltuk, 25 yıldan fazla bir süre boyunca iktidar partisinin ve onun öncüllerinin elindeydi. İmamoğlu’nun zaferi, muhalefetin geniş desteğiyle elde edildi ve Türkiye’nin siyasi manzarasında devrim niteliğinde bir değişikliğe yol açtı. 2024 seçimlerinde de yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) için belediye meclisini kazandı. Ancak, 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmasının engellenmesi amacıyla diploması iptal edilerek, sözde bir yöntem hatasıyla suçlandı.
Bu karar sadece hukuki bir mesele değil, aynı zamanda derinlemesine siyasi bir meseledir. İmamoğlu’nun gelecekteki seçimlere katılma hakkının elinden alınması, açıkça önde gelen bir muhalefet figürünü siyasi alandan silme çabasıdır. Böylece, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önündeki en büyük rakiplerden biri ortadan kaldırılmakta ve önümüzdeki seçimlerde ciddi bir rekabetin önüne geçilmektedir. 2019’daki tartışmalı seçim, şimdi Türkiye’deki demokrasi mücadelesi için giderek daha karamsar bir hale gelmektedir. İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve ardından tutuklanması, siyasi baskı ve otoriterleşmenin daha büyük bir eğiliminin göstergesi olarak öne çıkıyor.
Bu gelişmelere karşı tüm ülke çapında görülen eylemler, son yıllarda ülkenin gördüğü hiçbir şeye benzemiyor. 2013 Gezi Parkı Protestolarında, yaklaşık sekiz milyon insanın sokağa döküldüğü tahmin ediliyordu ve bu, demokratik haklarının korunmasını ve kamusal alanların savunulmasını talep eden toplumun kolektif iradesinin güçlü bir göstergesiydi. Ancak İmamoğlu’nun tutuklanması ve siyasi kriz etrafında şekillenen eylemler, daha da ileriye gidiyor. Açıklanan sayılara göre CHP’nin düzenlediği ön seçimde 15 milyona yakın kişi oy kullandı. Bu sayılardaki değişim, siyasi atmosferdeki büyük dönüşümü de yansıtıyor. Toplum arasında daha güçlü ve birleşmiş bir irade var ve bu irade, iktidarın baskılarına rağmen, haklarını talep etmeye devam ediyor.
Bugünkü Eylemler ile Gezi Hareketi Arasındaki Farklar
Bugünkü eylemler ile Gezi Parkı hareketi arasındaki en çarpıcı farklardan biri, birleştirici bir liderin varlığıdır.........
© Daktilo1984
