menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zehir ve Panzehir: Birer Propaganda Aracı Olarak “Ekosistem” ve “Muhtar Bile Olamaz” Belgeselleri

13 0
02.07.2025

Siyaset, yalnızca sandıktan ibaret değildir; sermaye ve medya aracılığıyla şekillenen büyük bir Bermuda Şeytan Üçgeni gibidir. Toplumun zihnine kazınan imgeler, geleneksel ve dijital medya araçlarıyla pekiştirilerek seçim sonuçlarına etki eden bir atmosfer oluşturur. Bu bağlamda, Türkiye’nin siyasal yaşamındaki en dikkat çekici figürlerden biri olan Ekrem İmamoğlu etrafında şekillenen anlatılar, yalnızca kişisel portreler değil, aynı zamanda toplumun nasıl yönlendirildiğinin de bir yansımasıdır.

23 Haziran 2025’te yayınlanan Ekosistem belgeseli, yayınlandığı tarih itibarıyla sembolik bir mesaj taşıyor:
23 Haziran 2019… Her şeyin başladığı gün.
23 Haziran 2025… Sonun başlangıcı mı?

Bu yazıda öncelikle bu belgeseli mercek altına alacağız.

Bir Kırılma Noktası Olarak 23 Haziran 2019 ve Ekosistem

23 Haziran 2019’da kazanılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi, yalnızca bir yerel seçim zaferi olarak değil, Türkiye siyasetinin geleceğini şekillendiren bir kırılma anı olarak yorumlandı. Aradan geçen altı yılın ardından Ekosistem belgeseli, bu kırılma anına yeni bir çerçeve çizmeye çalışıyor. Belgesel, adeta Ekrem İmamoğlu için yeni bir persona inşa etme çabası niteliğinde.

İmamoğlu, belgeselde hırslı, yolsuzluğa bulaşmış ve megaloman bir lider olarak tasvir ediliyor. Tüm anlatı, kişilik özellikleri etrafında örülmüş durumda. Ancak öne sürülen suçlamaların delil zemini oldukça zayıf. “Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu” iddiası, içeriğin gücüyle örtüşmüyor. Peki, İmamoğlu gerçekte kimdir? Kamuoyu onu nasıl algılıyor? Bu belgeselde çizilen imge, onun gerçek kimliğiyle ne kadar örtüşüyor? Yazının devamında bu sorulara odaklanacağız.

İmamoğlu’nun Zırhı

Eğer İmamoğlu bu kadar göz önünde olmasaydı, kendisine giydirilmeye çalışılan bu “gömlek” üzerine daha kolay oturabilirdi. Her konuda konuşması ve sürekli görünür olması zaman zaman eleştirilse de halkın onu yakından tanıması, bugün kendisi için bir koruyucu kalkan işlevi görüyor. Açık bir kitap gibi davranması, başlarda aleyhine gibi görünse de zamanla lehine bir tablo ortaya çıkardı. İktidarın bu nedenle kamuoyu rızasını üretmekte zorlandığı ve farklı araçlarla yeni bir kamusal kimlik inşa etmeye çalıştığı görülüyor.

İmamoğlu’nun 100 gündür tutuklu bulunmasına rağmen yapılan tüm anketlerde Erdoğan’ın önünde yer alması, bu çabaların başarısız olduğunu açıkça gösteriyor. Toplum, sesi kısılan, sosyal medyası yasaklanan, avukatları tutuklatılan, kendini ifade etme hakkı elinden alınan bir adama daha çok inanıyor. Çünkü seçmen İmamoğlu’nu gerçekten tanıyor.

İnsanlaştırılmış Lider Figürü

İmamoğlu, tıpkı hepimiz gibi bir insan: İyi ve kötü yanları, başarıları ve hataları olan biri. Toplum da onu bu gerçekliğiyle kabul ediyor. Çünkü artık toplum, insanüstü vasıflara sahip bir kurtarıcıyı değil, sıradan ama işini yapabilen, samimi ve görünür bir lideri tercih ediyor. Bazen evinden biri, bazen halkı sırtında taşıyan biri, bazen de halktan güç alan biri olarak görülüyor. Gizlenmeden, çarpıtmadan, olduğu gibi işini yapmaya çalışan bir figür olarak kabul ediliyor.

Toplum, her şeye rağmen devam edebilme halini seviyor. Bu, mikro ölçekte de olsa, istikrarlı bir iktidar pratiğine işaret ediyor. Seçmenler, İmamoğlu’nun hayatlarını kolaylaştırabilecek, sorun çözebilen bir yönetici olduğunu düşünüyor. Bu tercih aslında son derece pragmatik ancak bu pragmatizm dikkatli bir biçimde, kontrollü olarak işliyor.

Seçmenin Alternatif Arayışı

14 Mayıs 2023 genel seçimleri ve 31 Mart 2024 yerel seçimleri bu tabloyu netleştiriyor. 2002 sonrası dönemde refah seviyesini yükselten bir iktidarın artık optimal görev süresini aştığını gören seçmen, daha iyi bir alternatife yöneliyor. Bu bağlamda İmamoğlu–Özel ikilisinin seçim başarısı, CHP’nin iktidar alternatifi olarak algılanmaya başlandığını gösteriyor. Ancak 2023 genel seçimleriyle yerel........

© Daktilo1984