Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak
Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.
PKK terör örgütü “fesih kararını” açıkladı. Ancak terör örgütü, fesih bildirisinde, Lozan Antlaşması’nı ve 1924 Anayasası’nı; dolayısıyla Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Ulus Devletini hedef alıyor.
Terör örgütü, “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı” ve “Önder Apo, Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın öncesini referans alıyor,” diyerek açıkça Lozan Antlaşması’nı ve 1924 Anayasası’nı hedef alıyor.
Ayrıca, terör örgütü liderinin, “Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın öncesini referans aldığı” belirtilerek -diyalektik bir yaklaşımla- 1920 Sevr Antlaşması’na ve 1921 Anayasası’na gönderme yapılıyor.
Terör örgütü, bir taraftan Lozan Antlaşması’nı ve 1924 Anayasası’nı açıktan hedef alırken, diğer taraftan PKK’nın, “Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktığını” ve “silahlı mücadele stratejisi çerçevesinde meşru ve haklı bir mücadele yürüttüğünü” belirtip terör eylemlerini ve terör hareketini övüp meşrulaştırıyor ve Lozan Antlaşması ile 1924 Anayasası’nı; yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgelerini de “terörün gerekçesi” olarak gösteriyor.
Bildiride, eylemlerine 1978 yılında başladığı belirtilen PKK’nın, 1923 Lozan Antlaşması’ndan ve 1924 Anayasası’ndan kaynaklanan “Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı tarih sahnesine çıktığı” söylenirken adeta zamanda sıçrama yapılıyor. Öyle ki, Lozan’dan 55 yıl sonra, 1924 Anayasası’ndan 54 yıl sonra kurulan terör örgütünün kuruluş gerekçesi, yarım asır geriye götürülüp, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına dayandırılıyor.
Lozan eleştirisine gelince: Birincisi, Türkiye Lozan’da, Türk-Kürt öz-kardeşliğini, birliğini, ayrılmazlığını, Kürtlerin de Türkiye’nin eşit haklara sahip yurttaşları olduğunu savundu. Bu nedenle Lozan’da “Kürt varlığının inkâr edildiğini” söylemek tarihsel gerçeğe aykırıdır. Buna karşın Sevr’de, zamanla bağımsızlığa evrilecek “Özerk Kürdistan” projesi vardı. Atatürk’ün Nutuk’taki ifadesiyle, Lozan’da bu konu “elbette söz konusu ettirilmemiştir.” Bu nedenledir ki Lozan’ı, “Kürtleri inkâr ve imha siyasetiyle” suçlamak çarpık bir tarih okumasının veya emperyalizmin Sevr’de vaat ettiği “Kürdistan” hayalinin Lozan’da sonuçsuz bırakılmasının bir yansımasıdır.
Aynı şekilde 1924 Anayasası da “Kürtleri inkâr ve imha siyasetinin kaynağı” olarak görülüp suçlanamaz. 1924 Anayasası’nda “Türk Milleti” tanımlanırken “din ve ırk farkı olmaksızın” yurttaşlık bağını esas alan kavrayıcı, kapsayıcı, demokratik bir tanım yapılmıştır. Ayrıca 1961 yılında -hukukçuların daha demokratik olduğunu söyledikleri-yeni bir anayasa (1961 Anayasası) hazırlanmıştır. PKK terör örgütü kurulurken geçerli olan anayasa da 1961 Anayasası’dır. Ancak 1978’de kurulan PKK, kuruluş gerekçesini, “Kürtleri inkâr ve imha siyasetinin kaynağı” olarak gördüğü 1924 Anayasası’na dayandırıyor. Çünkü PKK terör örgütü doğrudan doğruya, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almak istiyor.
Osmanlı’dan beri devam eden isyanlar bir yana bırakılacak olursa, Türk-Kürt birlikteliğinin bozulmaya başlaması Lozan........© Cumhuriyet
