menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Canım öğretmenim...

18 2
15.05.2025

Yetmişi yarıladım, onları hiç unutmadım.

Gittiğim ilk gün, o görkemli yapının içinde ne yaşayacağımı bilemediğimden korkmuştum. Sımsıkı tutmuştum annemin elini... Elim, el değiştirince koyverdim sesimi... O el, parmaklarımı okşadı. Yüzüne baktım. Gülümsüyordu. Annem okulun dış kapısında kalmıştı. Onunla el ele yürüdük. Kapısında 1-A yazan odaya girdik. Elimi bıraktı. Bu kez o elimi bıraktığı için ağladım. “Ağlama kuzum” dedi yumuşacık sesiyle...

Saçını topuz yapmıştı, tel çerçeveli gözlüğünün gerisindeki kara gözleriyle tatlı sert bakıyordu. Okula girmemek için anneme sarılıp ağlarken burnum akmıştı, annemden atak davranmış... Bir eliyle çenemi tutup burnumu silmiş... “Al, bu senin” demiş, güllü mendilini cebime koymuştu.

O gün sevmemiştim onu. Ağzımı burnumu oynatarak taklidini yapmıştım akşam evde, anımsatana tepki verir olmuştum sonraki günlerde... Güllü mendilim hiç kullanmadan kirlenirdi cebimde... Gül kokusu salardı...

Mendil ayrılık derler, ilkokulun beşinde ayrıldık... Biz başkente gidiyorduk, o başka bir yere... Son gün sımsıkı sarıldık... Elini öperken ağladım, o da ağladı... Gözyaşlarım sel olup okulun merdivenlerinden akıyordu sanki... Dört........

© Cumhuriyet