Gerçeği yaşamı ile ödeyen muhabir - Veli Özdemir
Gazeteci Adem Yavuz’un cenaze töreninden bir görüntü.
1974 yazı, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Kıbrıs topraklarında tarihin yeniden yazıldığı bir dönemdi. Top, tüfek, barut ve sessizliğe gömülmüş sivillerin arasından bir kalem yürüyordu: Adem Yavuz. O, gerçeğin izini süren bir tanıktı. O tanıklık, 26 Ağustos’ta bir hastane odasında sustu. Ama kalemi hâlâ konuşuyor.
Sivas’ın Hafik ilçesine bağlı Çınarlı köyünde dünyaya geldiğinde, henüz savaş görmemiş ama gördüğü ilk savaşta şehit olacak bir Türkiye’nin çocuklarındandı Adem Yavuz. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi İstanbul’da, yükseköğrenimini ise Ankara Üniversitesi’nde tamamladı. Gençliğinde onu yönlendiren yalnızca öğrenme arzusu değil, adalete ve halka duyduğu derin bağlılıktı. Bu bağlılık onu gazeteciliğe itti.
Gazeteciliğe Günaydın gazetesinin Ankara bürosunda başlayan Yavuz, bir süre TRT Ankara Televizyonu’nda çalıştı. Ancak kaderi, 1972’de Altan Öymen’in kurduğu ANKA Ajansı ile kesiştiğinde gerçek mesleki kimliğini buldu. Savaş, diplomasi, siyaset… O, kalemini daima gerçeğin hizasında tuttu.
1974’te, Birinci Kıbrıs Barış Harekâtı’nın sona ermesiyle harekâtın ikinci aşamasına geçilmişti. Genelkurmay, harekâtın başarısını yerinde göstermek için Kıbrıs’a bir grup gazeteci götürecekti. O dönem ANKA’nın yazıişleri müdürü Teoman Erel, genç muhabirlerden Ali Polat’ı göndermeye kararlıydı ve Genelkurmay’a onun adı bildirildi. Ancak o sırada nişanlı olan ve........
© Cumhuriyet
