Enflasyona ezdirilen emek - Kaan Eroğuz
Küresel kapitalist sistemin 2008-2009 krizi sonrası içerisine girdiği resesyon süreci, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki rejim değişiklikleri ve ardından yaşanan kitlesel göç hareketliliği ile daha da katmerleşen bir ekonomik durgunluğun yaşanmasına neden oldu. 2020 yılı başından itibaren tüm dünyayı saran COVID-19 salgını ve Ukrayna-Rusya, İsrail-Filistin ve son olarak İran-İsrail arasında başlayan çatışmalar ekonomik krizi küresel ölçekte daha da derinleştirdi. Her ekonomik krizde olduğu gibi içinden geçtiğimiz krizin bedelini de emeğini belirli bir ücret karşılığı satmak zorunda kalan çalışan sınıflar ödemek zorunda kaldı.
Dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimi, bu “kriz” ortamında asgari net servetlerini 13.7 milyon dolara taşırken dünya genelindeki toplam servetin neredeyse yarısını (yüzde 45.8) elinde bulundurdu. Dünya nüfusunun çoğunluğunu oluşturan yüzde 55’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay ise sadece yüzde 1.3’lük dilimle sınırlı kaldı. Gelir eşitsizliğinde gün geçtikçe açılan bu makas, söz konusu krizin emekçi sınıflarla sınırlandırıldığını, büyük sermaye sınıfının bu süreçten kârlılıklarını........
© Cumhuriyet
