menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Düzenin öğütücü çarkları - Av. Selin Bakan

19 2
18.04.2025

19 Mart 2025, Türkiye demokrasi tarihine derin bir kırılma olarak kaydedildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik başlatılan ve hukuki dayanaklardan yoksun bir operasyon ve tutuklama ile sonuçlanan süreç, yalnızca siyasete değil, toplumsal vicdana da ciddi bir müdahale anlamı taşıyor.

Bu süreçte bir diğer sarsıcı gelişme, barışçıl protesto hakkını kullanan üniversite öğrencilerine yöneltilen ağır ve orantısız müdahaleydi. Anayasanın 34. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi, herkesin barışçıl gösteri ve protesto hakkını güvence altına alır. Ancak bu temel hak, gözaltılarla, tutuklamalarla ve cezalandırmalarla karşılandı. Sınavlara giremeyen, eğitimden uzaklaştırılan öğrencilerle birlikte toplumun vicdanı da karartıldı.

Giderek genişleyen bu baskı iklimi, Türkiye’yi devasa bir hapishaneye dönüştürmüş durumda. Bu ceza kolonisinde kimileri dört duvar arasında mahkûmlar, kimileri ise dışarıda ama benzer bir tazyik altında yaşıyor. Cezaevinde olmayanların kendini özgür sanması büyük bir yanılgı. Çünkü düşünmeyen, ilgilenmeyen, sessiz kalan bile bu düzenin öğütücü çarklarının hedefinde. Sessiz kaldıkça, çarklar daha da hızlanıyor.

Franz Kafka’nın “Ceza Kolonisi” adlı eserinde olduğu gibi, suçun ne olduğu bile tanımsızlaşırken cezanın uygulanışı hayatın her alanına sinmiş durumda. Artık yalnızca ne yaptığımız değil, kim olduğumuz, ne düşündüğümüz, neyi eleştirdiğimiz ya da kimi desteklediğimiz bile........

© Cumhuriyet