Yoğun bakımdayız...
Bir an, hafızanızdaki makarayı geri sarın. Hani AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden bir ya da bir buçuk yıl öncesine...
Merhum Bülent Ecevit başbakan idi. Hükümetteki ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’ydi. Ondan da yaklaşık bir, bir buçuk yıl önce Türkiye yine büyük bir enflasyon krizi altında inim inim inlemiş, bir genel tuvalete giriş 20-25 milyon TL’yi bulmuştu.
Çok bunalan hükümet Uluslararası Para Fonu’ndan destek istemiş, o dönemde Dünya Bankası başkan yardımcısı olan Kemal Derviş, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu yönetimlerinin tavsiyesiyle ekonomiyi düzeltmek için Türkiye’ye gelmiş ve geniş yetkiyle işe koyularak 3 Kasım 2002’ye kadar enflasyonu ciddi oranda düşürmüş idi. Seçimden önce gerçekten ekonomik dengeleri kurmuş işleri yoluna koymuştu.
Türkiye artık iyi yoldaydı. Yapılacak şey merhum Derviş’in koyduğu politikaları izlemek ve demokratikleşme yönünde adımlar atarak Avrupa Birliği’ne tam üye olmaktı.
Nitekim Kopenhag Kriterleri olarak bilinen özgürlükleri genişletici yasalar çıkartılmış, Avrupa Parlamentosu, tam üyelik........
© Cumhuriyet
