Psikolojik harekât
Üzerimden boşuna tank geçmiş gibi olmuyor!
Bir yanda deprem, beri yanda Ekrem İmamoğlu’nun 30 küsur yıllık diplomasının iptaliyle başlayan karanlık Silivri süreci...
Manen yoruluyorum.
Kendimi eşzamanlı bir Kafka, bir Orwell ve üstüne hele de bir Kıbrıs-Falyalı dosyası açıldığında bir Kurtlar Vadisi kurgusunun içinde hissediyorum.
Gerçeklik duygum yok oluyor. Birbiri ardına haberler üstüme boca edildiğinde, pestilim çıkmış gibi oluyorum.
Tam olarak neden böyle hissettiğimi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın “psikolojik harekât” talimatını okuyunca anladım.
Evde koltuklarımızda otururken meğerse, sistemli bir şekilde “psikolojik harekât” nesnelerine dönüştürülmüşüz.
Düz ayak “propaganda”dan bahsetmiyorum.
“Psikolojik harekât/operasyon” propagandanın çok daha fazlası ve ötesi bir şey.
Propagandada abartı ve demagoji dozu bellidir.
Psikolojik harekâtta ise gerçek ile yalan arasındaki sınırlar yok olur. Duygularınız, düşünceleriniz, hatta davranışlarınız yönlendirilir. Hak, hukuk, demokratik değerler ve de insan hakları, varılmak istenen hedef uğruna “psikolojik harekât” bağlamında yok sayılır.
Geçmişten biliyoruz...
“Psikolojik harekât” 90’lı yıllarda vesayetin merkez üssü sayılan “Milli Güvenlik Kurulu”nun sistemli uyguladığı ve başvurduğu bir yöntemdi.
Bir dizi “andıç”la açığa çıktığında çok büyük skandal olmuş, yer yerinden oynamıştı.
Bugün alabildiğine büyük bir doğallıkla, İletişim........
© Cumhuriyet
