menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

224 9
22.11.2025

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

“Kriz” kelimesi artık öyle sık telaffuz ediliyor ki neredeyse manasını yitirdi. Kriz dediğimiz şey artık yaşam tarzı haline geldi. Sıradanlaştı. İçerisinden geçip gidilen bir dönem olması gerekirken yıllardır süren bir psikolojik durum halini aldı.

Ama mutfaktaki yangın, cüzdandaki erime ve günlük hayatta hissedilen baskı; kelimelerin değil, hayatın gerçekleri. Bu nedenle önce dürüst olalım: Türkiye, klasik anlamıyla bir ekonomik dalgalanma değil, derin ve çok katmanlı bir dönüşüm süreci yaşıyor. Adına ne derseniz deyin, sonuç değişmiyor.

Adeta yok oluyoruz. Kültürel olarak, sosyolojik olarak Türkiye dibe doğru bir dönüşüm geçiriyor.

Zehirlenme vakalarındaki artışa geleceğim. Uzmanı olmadığım bir şeyin uzun uzadıya analizini yapacak değilim. Fakat neden bu olayın bir “skimpflasyon” etkisi olduğu tartışılmıyor?

Skimpflasyon, bir işletmenin maliyetleri kısmak için ürünün veya hizmetin kalitesini düşürmesi anlamına gelir. Yani fiyat aynı kalır (hatta artabilir), miktar aynı görünür, ama kalite gizlice azaltılır.

Bu, son yıllarda enflasyon dönemlerinde sıkça görülen bir davranıştır. Bütün işletmeler artık yemeklerde kullanılan yağ, et, ekmek gibi temel şeylerin en ucuzuna kaçıyor. Artık öyle bir noktaya geldi ki onurumuza yakışmayacak kadar kötü ve kalitesiz yemekler yiyoruz.

İşte bahsettiğim kültürel ve sosyolojik dönüşüm bu. Türk milleti Pakistan sokak lezzetlerine, Hindistan’ın eller ayaklar açıkta kapkara yağıyla pişirilen yemeklerine maruz bırakılıyor.

Ne et eski tadını bildiğimiz et ne de tavuk ve sebzeler öyle.

Bir türlü anlatamıyoruz. Daha yeni genel sağlık sigortasına yüzde 100 zam yapıldı. Halbuki son açıklanan resmi enflasyon yüzde 32.87 düzeyinde gerçekleşti.

Resmi rakamlarla manşetlerdeki enflasyon oranı neyse ne;........

© Cumhuriyet