menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Halk silkeleniyor!

24 11
03.10.2025

İktidarın muhalif belediyeleri yönetsel açıdan kuşatması ve mali olarak silkelemesinin faturası doğrudan halka çıkıyor. Muhalif belediye başkanlarınca yönetilen kentlerde yaşayanlar, bu silkelemelerden alabildiğine etkileniyorlar. Mali silkelemeden en çok etkilenen kentler de genellikle CHP’nin yerel seçimlerde büyük başarı gösterdiği Ege Bölgesi’nde yoğunlaşıyor. 23 yıldır iktidara hiçbir seçimde geçit vermeyen ve hemen her seçimde muhalefeti, muhalif adayları tercih eden İzmir, bu kentlerin başında geliyor.

Muhalefetin simge kenti İzmir’de son dönemde yoğun bir çöp ve su sıkıntısı sorunu yaşanıyor. Aslında iki sorunun da kalıcı ve uzun erimli çözümü için, merkezi ve yerel yönetimlerin güçlü bir işbirliği yapması gerekiyor. Ancak muhalif belediyelerin yıpranacağı ve halkın CHP’li belediye başkanlarına eleştirilerini artıracağı beklentisiyle, iktidar çevreleri bu sorunlara yeterli duyarlılığı göstermiyorlar. Oysa, su sıkıntısının giderilmesi için yeni su kaynaklarının bulunması; çöp sorununun giderilmesi için uygun alanlarda yeni çöp bertaraf tesisleri kurulmasının yolu merkezi iktidardan geçiyor.

Siyasi iktidar ve denetimindeki merkezi kurumlar, üstlerine düşen sorumlulukları gereğince yerine getirmiyorlar. Bir yandan bunu yapmazken, diğer yandan adeta “alacağına şahin kesilircesine” belediyelerin kurumsal borçlarının üstüne gidiyorlar. Belediyelerin gelirlerinden büyük kesintiler yapıyorlar. Bu kesintiler belediyelerin mali durumunu ve bütçe dengesini altüst ediyor. Sonuçta muhalif belediyeler çalışanların maaşlarını ödemekte bile zorlanıyorlar. Başkanlar çalışanlarıyla ve onların sendikalarıyla karşı karşıya geliyorlar. Bu durum, bazı yerlerde, iş bırakan belediye çalışanlarıyla o kentlerde yaşayanları da karşı karşıya getiriyor.

Geçtiğimiz günlerde açıklanan Sayıştay raporları, benzer durumun kamu üniversitelerinde de olduğunu ortaya çıkardı. Onlar da vergi, sigorta primi gibi kamu borcu yükümlülüklerini yerine getirememişlerdi. Ancak iktidarın kontrolündeki bu kuruluşlara uygulanmayan yaptırımlar belediyelere uygulanıyordu. Bu tam anlamıyla bir çifte standarttı. Oysa belediye de bir kamu kurumudur. Halka hizmet götürür. Bu hizmetlerin aksamaması için, belediyelere gereken kolaylık gösterilmeli ve borçlar uzun erimli yapılandırılmalıdır. Belediye gelirlerinden kesintiler, o belediyelerin hizmetini aksatmayacak makul bir düzeyde........

© Cumhuriyet