Zengin susar kurtulur da olan biz olur
Bir savcı üç hakimle dünyanın bütün suçlarını işleme hürriyeti de sizin olur.
TÜSİAD’ın hukuksuzluğa, liyakatsızlığa, denetimsizliğe dair söyledikleri doğru mu? Doğru! Öte yandan işin bu noktaya gelmesinde TÜSİAD’ın sorumluluğu yok mu? Elbette var. Gelgelelim, hiçbir şeyi tartışamadığımız bu kakafoninin sonu aynı olacak: Bir savcı ile TÜSİAD konuşacak!
Cuma günü TÜSİAD, sermayenin penceresinden sorunları sıralıyordu. En başa eğitim ve liyakatı koyuyordu. Benim elimde ise savcıların asla okumak istemeyeceği bir kitap vardı.
Şöyle anlatayım…
Mesut Özel, kamuda işe alımlarda, tayin ve terfilerde öne çıkan kayırmacılık üzerine doktora tezi yazmış. Daha sonra "Atan-a-mayanlar" adıyla (Nobel Yayınları) kitap olarak da basılmış.
Kitap, tarihsel ve sosyolojik arka planını içeriyor. Gelgelelim bununla kalmamış. Önce Ankara’daki dershanelerde kamuya giriş sınavlarına hazırlanan üniversite öğrencilerine gitmiş. Ancak beklemediği bir durumla karşılaşmış: "Kadrolara aday öğrencilerde gözlemlenen ve kendilerinin de ifade ettikleri, oldukça yoğun korku, endişe, güvensizlik ve umutsuzluk halidir." Kısacası "beni almazlar" diye korkan öğrencilerin çoğu bir doktora tezine dahi konu olmak istememiş. Az sayıda aday "evet" demiş.
Daha da ilginci, bazı dershaneler bu işe baştan izin vermemiş: "Dershane yöneticileri bahsedilen korku iklimi dolayısıyla öğrencilerini korumak adına görüşmelere izin vermemişlerdir."
Öte yandan araştırma, mülakatlara defalarca girip elenen ve kendisine başka bir iş bulup yeni bir hayat kuranlarla devam etmiş. Listeye baktım, konuşanlar arasında daha önce bu köşeye konu olmuş olayın bir benzeri, Hakimlik/Savcılık sınavında yazılı sınavda Türkiye üçüncüsü olup tam 3 kez mülakatta elenmiş bir kadın aday bile var.
Sizi uzun tarihsel ve sosyal tezlerle sıkmayayım. Doğrudan süreci yaşayan farklı adayların anlattıklarından bölümler aktarayım:
- "(Mülakatta) Samsunluyum dedikten sonra, ‘iyi Samsun pidesi nerede yenir" diye sordu biri. Diğeri ‘pirinç nereden alınır’ diye sordu, diğeri ‘beni bir kere Samsun’da kandırıp Rus pirinci sattılar’ dedi."
-"Hukuk fakültesini birincilikle bitirdim. (…) Mülakatta alınacaklar mülakat öncesi doldurdukları güvenlik soruşturma formuyla kendi illerindeki parti teşkilatlarına soruluyormuş. Bizzat bana söyledi, bana referans olacak hakim."
-"Üyelerden birisi bana soru sordu. Diğer üyelerden ikisi arka çaprazımda bir yere dikkatlice bakıyorlardı. Sınavların kamera kaydına........
© Cumhuriyet
