menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye düşünüyor

39 32
previous day

“Denklem çözülürken” başlıklı geçen haftaki yazımda iki soru vardı:

Özetle:

1) Ülkemizde yaşanmakta olan ve gittikçe pervasızlaşan kötülükler tek bir kişinin ya da bir ekibin işi mi, yoksa daha büyük bir planın parçası mıdır?

2) Trump yönetiminin Türkiye büyükelçisinin aynı zamanda bu yönetimin Suriye konusunda danışmanı olması, bunun da ötesinde söz konusu kişinin bugünkü Suriye’nin başındaki Ahmet Şara’nın yetiştiricilerinden biri olmasında bir tuhaflık yok mu?

Soruların üstü örtülü yanıtları kuşkusuz kendi içindeydi. Şimdiyse 11 Temmuz’daki silah bırakma olayını da katarak sorularıma yanıtlarımı daha açık yazayım:

1) Büyük Ortadoğu Projesi adı verilen emperyalist plan göz ardı edilerek bu gibi oluşumların inandırıcı bir açıklaması mümkün değildir.

2) Osmanlı yönetim sistemini savunan, bu demektir ki Türkiye Cumhuriyeti gerçeğini reddeden, bir kişinin Türkiye’de büyükelçi yapılması rastgele bir olay olamaz. Haysiyetli bir devlet böyle birini elçi olarak kabul etmez.

***

11 Temmuz’da bir internet mesajımda (kuşkusuz ikinci soruyu da içeren) ilk sorumu yenileyerek şöyle........

© Cumhuriyet