menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni bir devlet kurma projesi mi?

81 55
yesterday

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yaptığı konuşmalarla gündemi belirlemeye çalışıyor.

Önce “Cetvelle çizilen sınırlar” konusunu ileriye sürdü, şimdi de Osmanlı’daki “millet sistemi” üzerinde duruyor. Temel amacı ABD’nin çıkarlarına dayalı yeni Ortadoğu Projesi için çalışma yapmaktadır.

“Cetvelle çizilen sınırlar” konusuna, “Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...” başlığı ile yanıt verildi. (Cumhuriyet-11 Temmuz 2025) Ortadoğu’da cetvelle çizilen sınırların başta İngiltere olmak üzere emperyalist devletlerin çıkarlarına hizmet ettiği örnekler verilerek irdelendi.

Bugünkü yazımızda da Büyükelçi Barrack’ın, Osmanlı’daki “millet sistemi” çıkışı ve Erdoğan’ın da “Arapları Milli Mücadele’nin temel unsuru” yapmak istemesi üzerinde duracağız. Mr. Barrack şöyle diyor:

“Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ‘millet sistemi’ yüzlerce yıl farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine imkân verdi. Türkiye tüm bunların merkez noktası olabilir, Suriye’de gördüğünüz üzere...”

Mr. Barrack, ABD’nin çıkarlarına hizmet etmek için yine konuyu temel çizgisinden saptırıyor, bu nedenle konuyu tarihsel çizgisi içinde ele almak gerekir.

Öncelikle belirtmeliyiz ki Barrack’ın varsaydığı gibi “millet sistemi farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine” hiçbir zaman imkân vermemiştir. Böyle bir model yoktur. Tarihi gelişme şöyledir:

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethedince gayrimüslimlere ayrı statü vermek istedi. Öncelikle Rum-Ortodoks patriğine imtiyazlar verildi. Bir Ermeni patriğinin kurulmasına izin verildi ve Ermeni milletinin başı olarak kabul edildi.

Millet, Arapça “topluluk” demektir. Millet sistemi Osmanlı Devleti’nde 19. yüzyılda önem kazandı. Millet sistemi etnik kökene bağlı olmayan bir sistemdir. Salt dinlere değil, mezheplere de önem veren bir örgütlenme sistemidir. Çok kültürlülük, Osmanlı Devleti’ndeki millet sisteminin temelini oluşturdu.

Osmanlı İmparatorluğu’nda azınlıklar sadece dine veya etnik gruplara göre değil, aynı zamanda mezhepsel gruplara göre de ayrı milletler olarak kabul edilirdi. Ermeniler tek millet olmayıp ErmeniKatolik, Ermeni-Protestan milletlerine ayrılırdı. Amaç azınlıkları denetleme olanağı yaratmaktı.

Prof. Ortaylı’nın belirttiği gibi,

“Osmanlı’da millet bugünkü anlamını içermiyordu. Dini topluluğu karşılayan bir terimdi”.

“Ayrılık ön planda mezhep ve dine dayanırdı. Örneğin, hepsi de Ermenice konuşmalarına rağmen Ermeni, Gregoryan, Katolik ve 19. yüzyılda da Ermeni Protestanların ayrı örgütleri olduğu gibi cemaat üyeleri de aynı semtte veya aynı mahallede oturmazlardı. Birbirlerinin okullarına gitmeleri, aralarında evlenmeleri, ayrı cemaat yönetimi ve hukuki mevzuata tabi olan bireyler için pek söz konusu değildi.”1

Her millet grubunun yönetimi, Babıâli ile ilişkileri, mali ve idari sorumluluğu ve adli meseleleri bu millet grubunun yöneticileri tarafından yükümlenirdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun asli unsuru sayılan Müslüman gruba Türk, Arnavut, Pomak denen Bulgarca ve Rumca konuşan Müslümanlar, Bosnalılar, 16. yüzyıldan sonra Araplar, Doğu Anadolu ve Kafkaslar’daki Müslüman etnik gruplar girerdi.

Prof. Halil İnalcık’ın da belirttiği gibi, bu sistem 19. yüzyılda belli vergi ve harçların ödenmesi, iç güvenlik konusunda merkezi otoritenin kolaylık elde etmesi gibi nedenlerle idari bir yöntem olarak kabul ediliyordu. Bu sistem Osmanlı Devleti’nin merkezi otoritesini sağlamak için uygulanan bir yönetim ve denetleme biçimiydi. Bugünkü koşullarda uygulanması olanaksız bir sistemdir. Büyükelçi Barrack’ın bu örneği temel model ve içeriğinden saptırarak neden verdiği de tam anlaşılmış değildir.

Geçen hafta PKK’nin sembolik olarak silahı bırakma gösterisinden sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli bir açıklama yaptı. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nı Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşı olarak niteledi. Böylece Arapları Kurtuluş Savaşı’nın temel ortaklığına yükseltti ve “AKP, MHP, DEM üçlü olarak aynı yolda yürüyeceğiz” dedi. Yorumcular, Erdoğan’ın yeni bir devlet kurma projesinin........

© Cumhuriyet