Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...
ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi ve ABD Başkanı Trump’ın yakın arkadaşıdır. Bu nedenle yaptığı açıklamalara önem veriliyor. Tom Barrack Türkiye’deki ilk açıklamasında konuyu Sykes-Picot, Sevr ve Lozan antlaşmalarına getirerek cetvelle çizilen Sykes-Picot ve Lozan’ın Kürtler için olumsuz sonuçlar yarattığını belirtti. Birkaç gün önce de Osmanlı’daki millet sistemi üzerine övücü açıklamalar yaptı.
Barrack’ın Sykes-Picot çıkışı üzerine yazarımız Mehmet Ali Güller beş yazı yazdı (“Barrack’ın Türkiye Hedefi”, “Barrack’ın Özel Misyonu”, “Barrack, Lozan, Erdoğan”, “ABD’nin Yeni Harita Niyeti” ve “Barrack’ın Önerisinin Asıl Amacı”). Naim Babüroğlu da Sözcü gazetesinde bu konuyu ele aldı (ABD Artık Gizlemiyor: Parçalanmış Türkiye, 03.07.2025).
Bu konuya “Cetvelle çizilen sınırlar vatandaş kanıyla çizilen sınırlar” yazısıyla bizde katkıda bulunuyoruz.
Öncelikle belirtmeliyiz ki cetvelle çizilen ülke sınırları süper güçlerin yararlarını korur; sınırların vatandaş kanıyla çizilmesi bu emperyalist dünyada çok zordur, halkın özgür iradesiyle oluşur. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları cetvelle değil, vatandaşların kanıyla çizilmiştir. Bu nedenle Türkiye’nin sınırlarıyla oynamak beklenmedik sonuçlar getirir. Bu girişten sonra konuyu kısaca irdeleyelim.
I. Dünya Savaşı o günkü süper güçlerin bir paylaşım savaşıydı. Amaç özellikle Osmanlı Devleti’ni parçalamak, topraklarını aralarında paylaşarak işgal etmek ve Osmanlı Devleti’ni tarihten silmekti.
I. Dünya Savaşı sürerken Osmanlı Devleti’nin paylaşımı ile ilgili olarak dört gizli anlaşma imzalanmıştır. Aşağıda özet olarak verilen bu gizli anlaşmalar süper güçlerin cetvelle çizdikleri sınırları içeriyordu.
Sykes Picot Anlaşması ile çizilen sınırları gösteren harita.
1. İstanbul Anlaşması (18 Mart-10 Nisan 1915)
Bu gizli anlaşma İngiltere, Fransa ve Rusya arasında yapılmıştı. Trakya, Gelibolu Yarımadası, Sakarya Irmağı’na kadar Kocaeli Yarımadası, İmroz ve Bozcaada savaştan sonra Rusya’ya bırakılacaktı. Rusya böylelikle boğazlar üzerinde egemenlik kurma olanağına kavuşacaktı.
2. Londra Anlaşması (26 Nisan 1915)
Bu anlaşma İtalyanları İngiliz Rus ittifakına çekmek için düzenlenmişti. Savaşa katılmasının karşılığı olarak İtalyanlara Akdeniz’de haklar tanınıyordu. Anadolu’nun tümüyle paylaşımı durumunda İtalyanlara, Antalya yöresinden de pay verilecekti.
3. Sykes-Picot Anlaşması (9- 16 Mayıs 1916)
İngilizlerle Fransızlar arasında yapılan bu gizli anlaşmanın esasları, İngiliz diplomat Mark Sykes ile Fransız diplomat Georges Picot tarafından saptandığı için, bu anlaşma onların adlarıyla anılır. Bu anlaşma, Osmanlı İmparatorluğu’nun Suriye ve Filistin eyaletlerinin parçalanarak İngiltere ile Fransa arasında paylaşımını içeren hükümler taşıyordu.
4. St. Jean De Maurienne Anlaşması (17 Nisan 1917)
İngiliz, Fransız ve İtalyanlar, St. Jean De Maurienne’de yeni ilave bir anlaşma yaptılar. Buna göre Antalya, Aydın, İzmir ve Konya ilinin bir kısmının İtalyanlara bırakılması uygun görülüyordu.
Bu konularla ilgili ABD Başkanı Wilson’a da bilgi veriliyordu. Bu konuların görüşüldüğü İngiliz Savaş Kabinesi’nin, gizli toplantısına ABD Başkanı Wilson’un temsilcisi olarak katılan Albay House, kendi anı defterine şu notu yazmıştır: “Türkiye’yi hem Asya’da hem de Avrupa’da neşe içinde paylaştık.1
Ekim 1917 Sovyet Devrimi’nden sonra Sovyet Rusya, bu gizli anlaşmalardan ayrıldığını açıkladı ve anlaşmalar açığa çıktı.
Mustafa Kemal Paşa Sivas’ta Temsilciler Heyeti ile.
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’nda Almanlarla birlikte hareket etti. Özellikle Çanakkale savaşlarında İngilizleri mağlup etti. Ancak Almanya’nın yenilgileri üzerine Ekim 1918’de ateşkes imzalamayı kabul etti.
30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros........
© Cumhuriyet
