3 Mart Devrim Yasaları Din Devletinin Yıkılışı
3 Mart 1924 Türk toplumunda gerçek dönüşümün tarihidir; en önemli Üç Devrim Yasası’nın TBMM tarafından kabul edildiği gündür. Bu tarihi günün 101. yıldönümünü yaşıyoruz.
Kimi yazarlar 3 Mart 1924 gününü, “Türk Aydınlanma Devrimi”nin gerçek başlangıç günü olarak değerlendirirler.
3 Mart 1924 tarihinde, üç tasarı TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Tasarılar şöyledir:
1. Urfa Milletvekili Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşının tasarısı: Halifeliğin kaldırılması ve Osmanoğulları soyundan olanların Türkiye dışına çıkarılması.
2. Siirt Milletvekili Halil Hulki Efendi ve 57 arkadaşının tasarısı: Şeriye ve Evkaf Bakanlığı ve Genelkurmay Bakanlığı’nın kaldırılması yerlerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın kurulması.
3. Saruhan (Manisa) Milletvekili Vasıf Çınar ve 57 arkadaşının tasarısı: Tevhidi Tedrisat’ın (Öğrenim Birliği Yasası) kabul edilmesi.
Bu tasarıları imzalayanlar arasında: Yunus Nadi, Mazhar Müfit Kansu, Kılıç Ali, Şükrü Saraçoğlu, Mahmut Esat Bozkurt, Celal Nuri İleri, Vasıf Çınar, Recep Peker, Ağaoğlu Ahmet Bey, Ruşen Eşref Ünaydın, Hacim Muhittin Çarıklı ve Tunalı Hilmi Bey gibi Kuvayı Milliyeciler yer alıyordu. Bu yasalar üzerindeki görüşmeler ve tartışmalar beş saate yakın sürdü.
Bu üç yasanın kabul edilişiyle bir dönüşüm sağlanıyor, teokratik din devletinin temel yapısı yıkılıyor, Cumhuriyet rejiminin laik temelde kuruluşu için ilk adımlar atılıyordu.
Halifelik, Osmanlı devlet yapısında sadece dinsel değil, günlük yaşam ve devlet işleriyle ilgili bir makamdı. Halife, İslamda “devlet başkanı” demektir.
Hilafet, peygamberin vefatından sonra İslam toplumunun dini ve siyasi liderliğini temsil ediyordu. Halifelik 1517 tarihinde Yavuz Sultan Selim tarafından İstanbul’a getirilmişti. Yavuz Selim’den 1924 yılına kadar 28 Osmanlı padişahı 400 yıl bu unvanı kullandı.
Son Halife Padişah Vahdettin, Kurtuluş Savaşı’nda vatanı işgal eden emperyalistlere hizmet etmişti.
Atatürk, Meclis kararıyla halifelik makamına getirilen Abdülmecit Efendi’nin başta kendisine verilen ödeneğin yükseltilmesi dahil, kimi gerçek dışı istekleri karşısında, 22 Ocak 1924’te Başbakan İsmet İnönü’ye düşüncesini şöyle açıklamıştı:
“Var olan halife ve hilafet makamının tarihi bir hatıra olmaktan öte fazla bir önemi yoktur” ve “Türkiye Cumhuriyeti boş safsatalarla varlığını, bağımsızlığını tehlikeye atamaz.”1
Gerçekten de egemenliğin halkta olduğu bir Cumhuriyet yönetiminde gücünü dinden alan, “devlet başkanı” anlamında halife olamazdı.
Meclis’te halifelik makamı ile ilgili olarak yapılan müzakerelerde eski İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi, Adalet Bakanı Seyit Bey, çok önemli bir konuşma yaptı. Seyit Bey, halifelik kurumunun gelişme aşamalarını irdelediği konuşmasında, Hz. Peygamber’in aşağıdaki hadisini okudu.
“Benden sonra halifelik 30 senedir. Ondan sonra ısırıcı saltanata döner.” Seyit Bey, fıkıh kitaplarında “İmamın, peygamberin kabilesi olan Kureyş’ten olması” gerektiğinin de yazıldığını sözlerine ekledi.
Hilafetin kaldırılışı çok........
© Cumhuriyet
