menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eko-Politik Güncelleme (II) - Ticaret Savaşları

13 0
sunday

Ancak, alternatif bir okuma çerçevesinde, ticaret savaşlarında “son bölüme ulaşmaktan” ziyade, “yeni bir döneme geçildiği” yönündeki değerlendirmeleri de hesaba katmak gerekiyor. İsviçre, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerin karşılaştıkları görece dezavantajlı oranlar; Japonya ve Avrupa Birliği benzeri diğerlerinin ABD tarafından dayatılan yatırım/ithalat taahhütleri üzerinden durumu kendi lehlerine çevirme çabalarını arttırmaları öngörülüyor. Trump’ın ikinci başkanlık döneminde, geride kalan yedi ay içerisinde, dış ticaret politika ve oranları üzerinden aslında ne yapmaya çalıştığını güncellenmiş bir bakış açısıyla mercek altına alma zamanı gelmiş bulunuyor.

Genel planlı bir okuma ile şu açık tespiti ortaya koyarak başlamak gerekiyor:

Başkan Trump, ilk döneminde başlattığı ticaret savaşları süreç ve mekanizmasını şimdi geride bıraktığı yedi aylık zaman diliminde “el yükselterek” kullanmaya devam ediyor; yetmiş yıldan uzun bir süredir uygulanan Kurallara Dayalı Ticaret Sistemi’ni ben-merkezcil/egemenci bir duruşla değiştirmeye çalışıyor. Kurallara (WTO gibi kurumlar ve kurumsal işleyiş temeline) dayalı ticaret sistem ile işleyişine, başta AB olmak üzere, diğer ülkelerin sahip çıkmada pasif kal(dırıl)ması ve adeta “kendi gemisini kurtaran kaptan” anlayışının yaygın varlığı da işini kolaylaştırmış gözüküyor. Sadece yılbaşında dünya ülkeleri için uygulanan ortalama gümrük tarifesi oranı %2,5 iken, yedi ayın sonunda yaklaşık sekiz katlık bir artışla ’lere çıkarıldığı izleniyor. Bu hesabın içinde ilave sektörel vergiler (bakır, ilaç, çelik vb.) kaleminin de yer aldığını not etmek gerekiyor. Trump, bu yaklaşımıyla, esas olarak, önceden geçerli Serbest / Tercihli / Çok Taraflı Ticaret Anlaşmaları yaklaşımını da, tıpkı WTO (Dünya Ticaret Örgütü) özelinde yaptığı üzere “kadük (işlevsiz)” kılmaya; müzakere ve pazarlık yapma........

© CNN Türk