menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HARİTAMDAKİ ANADOLU

9 0
28.07.2025

Bayındırlık Bakanı olarak ayak basmadığım ilçe kalmadıktan sonra 1976 Kasımında yazdığım bu yazıyı, 49 yıl sonra ülkemin Partili Cumhurbaşkanınca Türkler-Kürtler –Araplar diye üçe bölünmesinin konuşulduğu bu gün, bir kelimesini bile değiştirmeden yineliyorum:

Anadolu eski topraktır. Her tarihte haritası önünde durup nice şeyler hayal edenler olmuştur. Eski Avrupalı sömürülecek bir toprak diye seyretmiştir. Yeni Amerikalı çoğunlukla Ortadoğu’nun uzantısı, bozkır, dağlık bir fakir coğrafya sanmıştır. İmparatorluktan beri Ruslar sıcak denizlere inmek için üzerinden kolayca geçebilecekleri, ama bir türlü geçemedikleri köprü sanmışlardır.

Kendi ülkesine haritada şöyle bir bakıp da içine girip ırmak boylarına, vadilere uzanıp yol yol onu tanımak isteyen çok kişi vardır elbette. Sorsalar bana, “Politikanın en iyi tarafı nedir?” diye, “Haritanın içine girerek, onu insanları ile dolaşıp yaşıyor olmak” derim.

Şemdinli’nin yılın altı ayı kapanan yolunun, ancak Mayıslarda açılabildiğini, Çukurca’da bir çift lastik ayakkabı için yurttaşın Hakkâri Valisinden belge alması gerektiğini, Zapt Suyu Vadisindeki eski Mezopotamya uzantısı yabanileşmiş üzüm bağlarını insanlarımızın terk edip bırakmak zorunda kaldığını, yolsuzluktan Dağlıca’da yaşayanların halinin, görenden değil, tahmin edebilenden öğrenilebildiğini, haritada pek göremeyiz.

Cizre’de sıcaktan insanlar uyuyup kalır, içmeye........

© Bizim TV