menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sokak

26 0
27.05.2025

Selahattin Demirtaş’in son eseri Jamal’da, sokak sahiden şahsiyetli bir roman kahramanı mevkiindedir[1] ve romanda uzunca bir sokağa övgü manifestosu var.[2] Zengin çocuğu iken sokakta yaşamayı seçmiş[3] ve adını yitik bir göçmeninkine (Jamal) çevirmiş olan Cemal tebliğ ediyor bize bu manifestoyu. Söze “Sokak ilginçtir ve bir o kadar da sade” sözleriyle giriyor. “Sokak ulusu”ndan bahsediyor. Geçici olarak, tesadüfen bir araya gelmişlerden oluşan bir ulustur bu. Sokaktakiler “uluslaşma süreçlerini tamamlayamayıp arafta kalmış, ortak bir dili, ortak bir ülküsü, ortak bir geçmişi ya da duygusu olmayan yapay bir ulus gibidirler? Tabii ki gibidirler. Onları bir arada tutan şey sokaktır.”

Jamal devam eder: “Bu nedenle sokaktaki insanlar birbirine güvenmezler. Kimi çantasını sıkı kavrayarak yürür, kimi çocuğunun elini bir an bile bırakmamaya özen gösterir; çoğu sık sık cüzdanı yerinde mi diye yoklar. Kadınlar tacizden kendilerini korumak için sürekli tetiktedir.” Dahası: “Aralarında sevgi yoktur, zoraki ve kırılgan bir saygıyı da saymazsan düpedüz herkes birbirinden neredeyse nefret eder ve ürker gibidir.” Oysa, der Jamal, “Bu kadar kontrol manyağı olmasalar, sokağın gücünü fark edip özgür birer ruh olmaya yaklaşabilecekler”dir.

Buradan, “Sokakta yaşamak, modernitenin kalbinden moderniteye isyandır, onun sahasında onun kurallarını sınırsızca ihlâl etmek, onun dayattığı her şeyi reddederek özgürleşmektir,” hükmüne varır Jamal. (Walter Benjamin sokağı ve sokak gezginini, “modernite”nin –ona isyankâr da olmadan- tam kalbine yerleştirmemiş miydi? Sokak gezgini (flanör) ile sokakta yaşayan arasındaki açı, modernitenin kalbini sekteye uğratır mı?) Sokakta tanrının, ideolojinin, liderin, partinin, babanın, kocanın, patronun, arkadaşların… bir hükmü yoktur Jamal’a göre: “Sokakta yaşayanı bağlayan tek şey, özgürce kendi belirleyeceği kendi değerleridir.”

Lakin “Sokakta devinip duran kalabalıklar işte bunlardan habersizdir. Oysa tek ortak paydaları olan sokağa güvenseler, sokağa sığınsalar ve anlasalar sokağın bağrında saklı sırları, işte o zaman isyan ederler özgürlük uğruna.” Jamal, sokağa övgü manifestosunun sloganını da bu noktada haykırır: “Sokak özgürlüktür, özgürlük sokaktadır.”

Edebiyat bilimci Eckhard Köhn’ün, 1989’da -Benjamin’in izinde-, flanörün 1930’lara kadar edebî tarihini incelediği Straßenrausch diye bir çalışması var: sokak sarhoşluğu, veya sokak kafası, diyelim… Jamal’dan uzunca aktardığım bu pasaj, bir sokak sarhoşluğu epiğidir. Necmiye Alpay, K24kitap’ın Jamal üzerine derdiği dosyadaki yazısında, “inandırıcı bir özgürlük özlemiyle sokağı hayatın ve siyasi mücadelenin ayrıcalıklı konumu olma özelliğiyle öne........

© Birikim