menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi”

39 0
14.10.2025

13 Ekim, Ankara'nın başkent oluşunun yıldönümüydü. AKP iktidarı boyunca başkentlik ağırlığı biraz erimiş, Gökçek idaresi altında feci taşralaştırılmış olan, -şu ara, seçilmiş büyükşehir belediye başkanının, iktidarın tasallutuna hedef olduğu-, Ankara'nın zaten idarî taksimattaki statüsüne indirgenmesini istemem. Neresi olursa olsun; bir şehrin hikâyesini hamasete boğmak, şehrin imgesini kaplayan yaldızlar veya moda usulle adına yapıştırılan “marka,” oranın gerçekliğini bir kalıba döküp dondurur, onu gerçek bir anlamaya kapatır.

Büyük Türk huysuzu Nahid Sırrı Örik, 1946'da Ankara üzerine bir yazısında bunu güzel anlatmış. “‘Ah yeşil Ankara'm! İstanbul senin eline su dökemez' mealinde kasideler tertip etmiş riyakârların diliyle konuşmaksızın ilan edeyim ki, Ankara sevdiğim bir yerdir,” diyerek, resmî Ankara övgülerini alaya almış önce. Sonra “şerefine sudan ve riyadan düzülmüş kasideler haricinde mazisini ve halini anlatan tetkiklerin yok denecek kadar az oluşunu ve şehirle yakın civarını etraflı denebilecek şekilde anlatan yegâne eserin de âlâ İsviçreli bir zat tarafından yazılmış olup bunun da dilimizde bir tercümesi dahi bulunmayışı”na dikkat çekmiş ve bunu “teessüf ve hicaba layık” saymış.[1]

***

Mazinin ve halin merakından geri kalmayalım... Bu yıldönümü vesilesiyle, Ankara'nın mazisinden müstesna bir olayı: 17. yüzyıl başında Ankara Kadısı olan Vildanzade Mevlana Ahmed'in eşkıya-valiyi şehre sokmama hadisesini yâdedelim.[2]

17. yüzyıl başı, Celâli isyanlarının zamanı. Adının çağrıştırabileceğinin aksine, "halk isyanı" değil bunlar; devletten valilik-paşalık kapmaya çalışan, bu yolda ahaliye de zulmeden derebeylerinin kalkışmaları. Ankara, 1603'te üst üste üç eşkıya yağmasına maruz kalmış, öyle ki kaçan köylüler kale içine sığmaz hale gelmiş. Nitekim Vildanzade Mevlâna Ahmed Efendi Ankara Kadılığına, Naima’nın aktarımıyla “mukaddema natamam olan Ankara surunu tamamlayıb ve Celali mazarratından korumakda ihtimam etmek içün” tayin edilmiş. Yani surları tamamlayıp eşkıya saldırılarına karşı tetik olsun diye...

O zamanlar........

© Birikim