Trump'ın Zelenski ile Oval Ofis Hesaplaşması ve Diplomasinin Ölümü
ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski arasında 28 Şubat’ta Oval Ofis’te yaşanan hesaplaşma bütün dünyayı şoke etti. Ama bunun siyasi etkilerini analiz etmek yerine, daha az önemli gibi görünmekle birlikte tarafların temel duruşunu daha açık şekilde ortaya koyan görgü kuralları, jestler ve tavırlar gibi ayrıntılara odaklanalım.
Öne çıkan ilk nokta, kendinden emin ve kibirli iki Amerikalı siyasetçinin, büyük bir baskı altında, adeta çöküşün eşiğinde olan Ukrayna liderine son derece saygısız ve acımasız bir şekilde muamele etmesiydi. Temsilcileri bu kadar sert bir dil kullanan tek ülke bildiğim kadarıyla Rusya'dır.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, "Trump ve Vance'in o aşağılığı dövmemesi büyük bir itidal örneği," diye yazdı. Beklendiği üzere, eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev de bu koroya katılarak Zelenski'ye "kokain palyaçosu" dedi. Ama bu tür açıklamaları normalde en üst düzey liderler değil, ikinci kademe figürler yapar.
Trump ve ABD Başkan Yardımcısı J. D. Vance, kamusal diplomasi düzeyinde Adolf Hitler, Josef Stalin ve Mao Zedong gibi şahsiyetlerin bile riayet ettiği kuralları çiğnediler. Zaman zaman benzer bir vahşiliğe başvuran tek diğer rejim Kuzey Kore’dir – dolayısıyla Trump’ın Kuzey Kore diktatörü Kim Jong Un’u açıkça övmesi, onu iyi bir lider ve hatta bir dost olarak nitelendirmesi hiç de şaşırtıcı değildir.
Zelenski daha ofise girmeden, Beyaz Saray çalışanları onu uygun bir şekilde giyinmeyerek saygısızlık yaptığı iddiasıyla eleştirdi. Aslında, Zelenski’ye yönelik muamele baştan sona saygısızcaydı. Durumu daha da vahim kılan şey ise, kamuya açık kabalığın sınırlarını yeniden belirleyen Trump’ın, şimdi utanmazca başkalarını saygısızlıkla suçlamasıydı. En büyük edepsizlik, doğrudan kendisi saygısızlık yaparak bir başkasını saygısızlıkla suçlamaktır. Basit bir yapay zekâ olan ChatGPT bile bir sohbet sırasında Trump ve Vance’ten daha iyi görgü kurallarına sahiptir. Bunun yanısıra, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Zelenski’nin bu muameleye verdiği tepkiyi son derece zevksiz bir benzetmeyle yorumladı: "Bu, eski bir kız arkadaşın dokuz yıl önce söylediğin her şey hakkında tartışmak istemesine benziyor, oysa ilişkiyi ileriye taşımak gerek."
Peki, Oval Ofis’teki açık çatışma spontane bir patlama mıydı? En azından, bu kaba ve aşağılayıcı söz düellosu uzun süredir ısıtılıyor ve patlamayı bekliyordu. Şunu unutmamalıyız ki, içerik açısından bakıldığında, aslında yeni bir şey yaşanmadı. Hegelci bir ifadeyle, bu, “An sich” (kendi içinde) olan bir şeyin “Für sich” (kendisi için) haline gelmesi – yani sadece arka planda var olan bir şeyin açıkça dile getirilmesiydi. Ve bu dönüşüm her şeyi değiştirir: Bir şey bir kez doğrudan ifade edildiğinde, artık geri alınamaz. Bir grup içindeki herkes bir gerçeği dolaylı olarak bilebilir ve bunu yanlış anlaşılma olarak yorumlayabilir, ama o gerçek bir kez açığa çıktığında, artık farklı bir mesele haline gelir. Oval Ofis toplantısında da gerginlikler her zaman hissediliyordu, ama tansiyonun yükselmesi, Vance’in Zelenski’yi ABD’nin Ukrayna savaşına verdiği desteği yeterince takdir etmemekle suçlamasıyla başladı.
Bunun ardından diplomasi tarihinde benzeri görülmemiş, açık bir bağrışma yaşandı – ki genellikle böylesine doğrudan ve sert çatışmalar kapalı kapılar ardında kalır. Bazı yorumcuların belirttiği gibi, diplomasi Oval Ofis’te öldü. Şahit olduğumuz şey, daha çok düşük seviyeli bir mafya pazarlığına benziyordu. Vance’in, yıllardır Rusya’yı silahlarla yıkmaya çalıştıktan sonra artık diplomasi zamanının geldiğini savunması ise o kadar çelişkilerle doluydu ki, tutarsızlığı gözden kaçacak gibi değildi. Savaş (yani Rusya’nın saldırganlığı), yıllarca süren başarısız diplomatik girişimlerin ardından patlak verdi – 2014’te Rusya Kırım’ı işgal ettiğinde diplomasi hiçbir sonuç vermedi. Kahramanca direnen Ukrayna, Batı’nın desteğiyle başarısız olmadı; tam aksine, olası müzakereler için koşullar yarattı. Eğer bu direniş olmasaydı, Ukrayna bugün artık bir devlet olarak var olmayacaktı. Ve zaten gördüğümüz gibi, tüm diplomasi kurallarını çiğnemiş olan Trump ve Vance’in........
© Birikim
