‘akaret... ‘aysiyet... ‘ukuk...
Ailem Trakyalı değildi. Rahmetli babacığımın kökeni Batı Trakya topraklarıydı. Yani biraz, "o taraflardan" esintiler var sayılır, DNA’mızda. Şive filan yoktu babamın dilinde, bana da geçmedi. Ama Trakya insanının o sevimli "Beyaa"lı, "Epten..."li ve "H" harfini yutarak konuşmalarına bayılırım. İyi de taklit ederim.
Lise yıllarımda, öğretmenlerimizden birinin Hayrabolulu (‘ayrabolu) olduğunu ve bu şiveyle konuştuğunu hatırlatırım. Milli Güvenlik dersine gelirdi. Kendisine sıkça (hınzırlığımızı mazur görün) " ‘ocam, bize ‘elikopterli ‘ava ‘arekatını bir daha anlatır mısınız?" diye takıldığımızı, esprili bir dille bolca azar işittiğimizi de...
Sağ ise, kulakları çınlasın... Bir gün birine kızıp ciddi biçimde azarlamış ve şunu söylemişti:
"İzzet-i nefsinin tellerine ‘akaret mızrabıyla dokunuyorum. Ses yok!.."
Birkaç gündür ABD yönetiminin Trump’tan sonra en önemli isimlerinden Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Türkiye’ye yönelik lâflarını duyduğumda aklıma hemen bu "akaret mızrabı" geliverdi, nedense.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu (Türkiye’yi ismen zikretti) bazı ülke liderlerinin (Erdoğan’ı ismen zikretti) "Başkan Trump’la 5 dakikalığına bile olsa görüşüp elini sıkabilmek için yalvardıklarını" söyleyerek, ağır bir saygısızlığa imza attı, Rubio.
Eminim Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten en üst düzey siyasetçi AKP’li Cumhurbaşkanı da, öyle hissetmiştir ama, ben bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak o ‘akaret mızrabının dokunuşunu fena halde duyumsadım.
Açıkçası ‘aysiyetime dokundu.
Amerikan yönetiminin yakın geçmişte de, Barack Obama’nın Oval Ofis’te verdiği o ünlü "beyzbol sopalı........© Birgün





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein