menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nihat Erim’den mutlak butlana

98 75
06.09.2025

Türkiye, 1950'lerin başından bu yana emperyalist müdahaleye açık bir ülke durumunda. Cumhuriyetin son 75 yılı, dış destekle iktidara gelen partiler ve bu yetmediği durumlarda yaşanan darbelerle dolu örneklerle şekillendi. İktidarların neredeyse tamamı bir şekilde bu çarkın içinde yer aldı. Bu ülkede başbakan ya da genelkurmay başkanı olup da yolu ABD'den geçmeyenlerin sayısı bir elin parmağını geçmez. Sadece bunlarla da sınırlı değil tabii. Önemli kurumların başına geçenler, hatta gazeteciler arasında da benzer örnekler çoktur.

Bu, iktidar ve devlet tarafındaki manzara. Peki, muhalefet cenahını bundan ayrı tartışmak mümkün mü? Maalesef hayır. Türkiye gibi muhalefet geleneği yerleşmiş, dinamik bir ülkede demokrasi mücadelesi hep var ola geldi. Bu durum, egemenler için sürekli bir tehdit oldu. O yüzden muhalefetin dizayn edilmesi, en az iktidar kadar önem verdikleri bir konu oldu.

AKP tarihi, aynı zamanda muhalefetin de dizayn tarihidir. Gülen Cemaati’yle ortaklık yıllarından başlayarak, içerisinde tehdit, şantaj, rüşvet gibi onlarca başlığın yer aldığı operasyonlar bugün aynı hızla devam ediyor.

AKP'nin ilk girdiği seçim olan 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde, son gün dağılan ANAP-DYP ittifak görüşmeleri ve Genç Parti'nin siyaset sahnesine sürülmesinden bu yana durum hiç değişmedi. MHP'li vekillerin yer aldığı kaset skandalı, Soylu'dan Kurtulmuş'a........

© Birgün