Erdoğan, Bahçeli, Öcalan: Ümmet, millet, reel siyaset
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle PKK’nın kurucu önderi Abdullah Öcalan, sürekli artan bir dozda gündelik siyasette kendini hissettirmeye başladı. İmralı tutanakları, örgüte ve farklı siyasi parti liderlerine yolladığı mektuplar kamuoyunun gündeminde. Kapılar tamamen açıldığında, İmralı da tıpkı Beştepe ve Balgat gibi siyasetin ağırlık merkezlerinden biri olmaya aday. Bunda kuşkusuz Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan’ın Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerden, ülkenin ihtiyaçlarına kadar tüm siyasi okumalarının birbirine bu kadar yakın olması gerçekten çok şaşırtıcı. Hiç temas etmeden, neredeyse birbirini tamamlar tarzda açıklamaların gelmesi, aynı kitabı okuyan ya da aynı öğretmenden ders alan öğrencilerin bile zor başaracağı bir mevzu.
Ortak çağrıların arka planını değerlendirmeden, geçen hafta yaşanan birkaç başlığa kısaca bir göz atmakta fayda var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce Ortadoğu üzerinden Kürt, Türk, Arap ittifakını ümmet birliği olarak açıkladı. Sonra MHP lideri Bahçeli, yeni bir fikir ortaya atarak “Cumhurbaşkanı yardımcılarının biri Alevi, diğeri Kürt olsun” açıklaması yaptığı iddia edildi. İddia edildi diyoruz çünkü İsmail Saymaz’ın haberi yalanlanmamakla beraber şu saate kadar bir açıklama da gelmedi.
Son olarak da DEM Eş Başkanı Bakırhan, T24’e verdiği röportajda “CHP masaya gelirse belki de İmamoğlu serbest kalır” diyerek, dolaylı da olsa oluşan üçlü ittifaka ana muhalefet partisini de davet etti. Hem de bunu çok talihsiz örnekler vererek yaptı.
Türkiye’yi dışarıdan takip eden biri, bu fotoğrafa bakarak iktidarın bir kez daha oyun kurup yeniden seçilmesinin önünün açıldığını düşünebilir. Peki, öyle mi? Sokaktan yükselen seslere geçmeden partilerin içine bir bakalım.
“Devlet aklı” diye ifade edilen Bahçeli’nin partisinde durumlar çok iyi değil. İstifalar var. Protesto sesleri zaman zaman Balgat’taki genel........
© Birgün
