Yatırımcıya broşür, halka fatura
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KKTC kürsüsüne çıktı ve yine aynı slaytı başa sardı: “Ekonomik programı kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz.” Bu defa sunum daha da zengin: Batı’yla entegrasyon, AB ile güncellenmiş ticaret, ABD ile yeni iş birlikleri, iklimle uyum, dijital dönüşüm ve finalde “terörsüz Türkiye” ile tamamlanan bir vizyon kolajı. Ne eksik ne fazla; sanki yatırımcılara özel basılmış bir “Türkiye broşürü.” Ama o broşürde, markette zamla göz göze gelen kimseye yer yok. Raflar boş, maaşlar pul, üretici iflas eşiğinde… Ama ekran başında ekonomi hâlâ ‘ilerliyor.’ Çünkü anlatılan şey bir kalkınma programı değil; dövizli beklentilerle şişirilmiş bir kurgu yönetimi. Anlatıların gerçek muhatabı da halk değil; ekranda ‘trusted partner’ yazısını görmek isteyen yatırımcı gözü. Bu düzende başarı, halkın cebine değil; City of London’daki kahve fincanının yanına konan yatırım broşürüne yazılıyor. Tencere kaynamıyor belki ama anlatı fokur fokur.
Ekonomi anlatıyorlar, ama yaşanmıyor. İçeride kepenk kapanıyor, dışarıda Şimşek sahne alıyor. Üretici borcunu çeviremiyor, işçi maaşını yetiremiyor, emekli market sepetini tamamlayamıyor. Ama perde arkasından hâlâ rezerv artışı alkışlanıyor. Neyle mi? İçeriği sorgulanmayan döviz oyunlarıyla. Yoksulluğu ‘başarı’, çöküşü ‘istikrar’ diye pazarlıyorlar. Çünkü bu düzende mutfağın sesi........
© Birgün
