menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Satılık hayal var alır mısınız?

52 20
08.08.2025

Eskiden konut pazarlanırdı. İnsanlarımızı o kadar yoksullaştırdılar ki şimdi ancak “konut hayali” pazarlayabiliyorlar. Türkiye’de barınma hakkını, konut sertifikası adıyla sermaye piyasasının yeni oyuncağına dönüştürüyorlar. “Damla Kent Konut Sertifikası” projesi, bunu en açık haliyle gösteriyor. Bu sistemin adı ne kadar şiirselse, sunduğu çözüm o kadar gerçek dışı. Çünkü bu model, hiç ev sahibi olamayacak milyonlara hayal kurdurarak onların küçük tasarruflarını büyük inşaat şirketlerine ucuz finansman olarak aktarmanın aracı olarak kurgulanmış.

Projenin tanıtım sunumuna göre, 62 metrekarelik bir 1 1 daire için gereken sertifika sayısı tam 631.516. Her bir sertifika halka arzda 7,59 TL’den satılıyor. Bu da en küçük dairenin fiyatının 4 milyon 793 bin TL olduğunu gösteriyor. Üstelik bu ev, metrekareye değil, neredeyse mikronlara bölünmüş halde: Her sertifika dairenin yalnızca yüz binde birlik bir parçasına denk geliyor.

Proje süresi ise 4 yıl. Bu sürede en küçük (62 metrekare) ev sahibi olmak isteyen bir yurttaşın her ay ortalama 13 bin 156 adet sertifika alması, yani yaklaşık 100 bin TL yatırması gerekiyor. Oysa bugünkü asgari ücret 22 bin 104 TL. Tüm maaşını bu sertifikalara ayırsa bile, bir asgari ücretli, sertifika fiyatının sabit kaldığını varsaysak ayda en fazla 2.912 adet sertifika alabilir. Bu da 4 yılın sonunda ancak 139 bin 776 sertifikaya ulaşması demek. Yani evin yalnızca 13,5 metrekaresine.

Kısacası: Sistemin matematiği, bu hayalin gerçekleşmeyeceğini baştan söylüyor. Ama bu hayalin pazarlanması, sistemin kendisi için son derece işlevsel. Çünkü bu model, iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının yoksullaştırdığı kesimlere, ulaşamayacakları bir barınma vaadini pazarlayarak; onların küçük tasarruflarını büyük inşaat firmalarına erken finansman olarak aktarmaktadır.........

© Birgün