menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savcı eliyle siyaset

67 32
06.07.2025

Ülkede siyaset giderek savcı siyasetine dönüşüyor. Kuşkusuz tümü değil, ancak kimi savcılar, yalnızca ülke siyasetinin işleyişinde etkinlik kazanmakla kalmıyor; muhalefeti baskılayarak siyasetin esasını da belirliyor.

Siyasetteki bu büyük nitelik değişiminin enine –boyuna ve de tüm yönleriyle irdelenmesi gerekiyor.

Bilindiği gibi yargılamaların üç ayağı vardır; birincisi: sav ya da iddia; ikincisi bunun karşısına çıkan savunma ve üçüncüsü de karar.

Uzun süredir unutulan bir gerçek var: bizdeki hukuk düzeninde suçlayan ya da savcı “cumhuriyet savcısıdır”. Bu nedenle, savcı, kamu ya da halk adına bir suçlama yaparken cumhuriyet savcısı olduğunu; o sorumlulukla davranması gerektiğini asla unutmamalıdır. Unutulmaması gereken bir gerçek daha var; tarihsel olarak en parlak günlerini 1961 Anayasası ile yaşayan yargı bağımsızlığı artık tamamıyla unutturulmak isteniyor.

AKP-MHP iktidarı, elindeki tümüyle siyasallaşmış yargıyla 30 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde sandıkta yenemediği CHP’yi Mart 2025’ten sonra savcılar eliyle sindirme politikası izlemektedir. Kimi savcılar, iktidarın yerine siyaset yapıyor; muhalefeti çalışamaz kılmayı kendine iş ediniyor!

Toplam 11 ilçe belediye başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta tutuklanmasıyla ivme kazanan savcılık eliyle siyaset süreci, geçtiğimiz günlerde çok yönlü olarak sürdürülüyor. Önce, CHP’nin, 3-4 Kasım 2023 Kurultay’ı, içindeki işbirlikçilerinin de katılımıyla yargıya taşındı. Duruşması 8 Eylül’e ertelenen CHP parti olarak yargılanıyor.........

© Birgün