Haya ne menem bir şey ki?!
Şu Manifest adlı hayasız haydutlara hadlerinin haykıra haykıra bildirilmesi çok iyi oldu, çok da güzel iyi oldu, tamam mı!
Biliyorsunuz, bunlar altı kişi; beşi inşaat, madencilik, turizm vs. aklınıza ne gelirse bir sürü iş yapıp ülkenin kaynaklarını sömürüyorlardı. 'Altıncı' da onlara kimsenin dokunamamasını, işlerin pürüzsüz yürümesini sağlıyordu. Bu yüzden bu manifestçilere dokunulması çok da iyi oldu, çok da iyi güzel oldu.
Bu manifestçilerin bir de vakıfları, vakıflarına bağlı yurtları, bu yurtlara emanet edilmiş çocukları, ''Haya! Haya!'' diye bağırarak o çocukları istismar eden hocaları vardı. Ne o vakıflara, ne o yurtlara, ne de o 'haya hocaları'na dokunulabiliyordu, çünkü hepsi aslında o 'altıncı'nın koruması altındaydılar. Ama n'oldu? Geçen hafta o hayasızları çektiler karakola, 'haya' neymiş gösterdiler! Çok da iyi ettiler, çok da güzel ettiler.
Manifest adını nereden bulduklarını da tahmin edebiliyorum: Gemicikler ve tosuncuk gemilerinden!
∗∗∗
Yaklaşık 20 yıldır, Türkiye'de gemiler ikiye ayrılmaktadır:
1) Gemicikler (“Şimdi gemi var, gemicik var. Bir de bunun sıfırı var, eskisi var. Şimdi siz kalkar, 15-16-17 yaşında bir gemi alır, ve bu gemi de küçük bir, yani o gemiciklerden (burada kendi de gülüyor) olursa, ve bunun da ödeme koşulları gayet iyi olursa, kredi sistemi falan gayet iyi olursa, kendi kendini hatta ödeyebilecek bir noktada olursa, niye alınmasın?! Kalkar 300-400-500 bin dolar peşinatla bir gemiyi alabiliyor, ondan sonra taksitini de bu gemi........
© Birgün
