menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ebemkuşağının üstünde

27 10
09.06.2025

Aile dostlarımız, çocuklarının artık kullanmadığı üç tekerlekli bisikleti, o sıralarda yeni yürümeye başlayan oğlumuza hediye olarak getirdiler. Çok özenle kullanılmış, boyasının ve üstündeki çıkartmaların hala pırıl pırıl göründüğü çok şirin bir bisikletti. Ama büyük bir kusuru vardı: Sarı, kırmızı ve yeşil renklerle bezeliydi.

Kürt değildik, PKK ile organik ya da inorganik herhangi bir bağımız yoktu. Ama öyle bir ülkede yaşıyorduk ki, ‘güvenlik’ güçlerinin görür görmez coplara sarıldığı ‘terörist’ renkli bu bisikletle dışarı çıkmayı, evin yanındaki askeri tesislerin önünden geçerek parka gitmeyi düşünmek bile korkutucuydu.

İşte böyle oldu; doğanın bu en güzel renklerini taşıyan bisiklete, sırf Kürt halkı bu renkleri kendine sembol olarak seçti diye, hiç dışarıda binemedi çocukcağız!

∗∗∗

Renkler iyi ya da kötü değildir, onları biz anlamlandırırız. Örneğin, siyah tehlikeli bir renk değildir; etrafımızı göremediğimiz gece vaktinin, yırtıcıların ava çıktığı saatlerin rengi olduğu için insanlık siyaha korku ve endişe içeren anlamlar yüklemiştir. Diyelim ki mavi... Hem algılama düzeyinde soğuk ve derin olduğu, hem de kuşların keyfince uçtuğu gökyüzünün rengi olduğu için özgürlüğün sembolüdür. Oysa yeryüzünde kim bilir kaç hapishane duvarı ve mahkum kıyafeti maviye boyalıdır…

Yeşil, doğanın temel rengi olduğu için rahatlatıcı, sarı ve kırmızı hem güneşle ateşin hem de çoğu çiçeğin rengi olduğu için uyarıcı ve canlandırıcıdır. Ama........

© Birgün