Absürt bekleyişin toplumsal alegorisi
Türk sinemasının en özgün ve çok katmanlı yapıtlarından biri olan Ezel Akay’ın 'Neredesin Firuze?' (2004) filmi, izleyiciyi 2000’ler Türkiyesi'nin ekonomik buhran ve toplumsal yarıklarının ortasına fırlatan, şarkılı ve absürt bir karnavala davet eder. İlk bakışta müzik sektörü taşlaması gibi görünse de, Beckett, Camus ve Lacan’la tematik rezonanslar kurar. Bu izler doğrudan alıntı ya da bilinçli göndermeler değil; benzer varoluşsal ve psikanalitik meselelerle çağrıştırıcı frekansta titreşimlerdir. Dolayısıyla film Ezel Akay’ın özgün bir anlatısıdır, ama alt katmanlarında modernist/absürdist felsefenin ve psikanalizin yankıları hissedilir. Türkiye’ye özgü bir toplumsal ve bireysel bekleyiş alegorisi kurarken, sunduğu ‘bekleyiş’ Godot’yu Beklerken’in sessiz hiçliği değil; sürekli ertelenen umudun gürültülü, trajikomik bir şölenidir.
Kurtarıcı bir el olarak ‘Firuze’yi arayan karakterlerin İstanbul’daki stüdyolara, plakçılara ve gece kulüplerine yolculuğu, asla varılmayacak hedef uğruna sürekli devinen toplumun metaforu gibidir. Bu renkli melankolik şölen, 2001 ekonomik krizi sonrası IMF programları ve yüksek işsizlikle biçimlenen kırılgan gerçekliği unutturan sahte bir ışıltıdır. Kamera hareketleri, dar koridorlardan geniş stüdyolara uzanan açı değişimleri ve hızlı kurgu ile toplumsal kaos hissi verilir. Müziğin ritmi, playback’ler ve melodramatik aranjmanlar, karakterlerin başarısız çabalarını ironik bir şekilde kutlayarak sahneye karnavalesk bir enerji taşır. Bekleyiş,........
© Birgün
