Delilsiz tutuklandılar
İBB’ye yönelik operasyon yolsuzluk ve terör iddialarıyla aynı anda başlatıldı. ‘Terör’ suçlamasındaki amaç, kayyum atayarak belediyelere çökmekti. İktidar, Abdullah Öcalan ve DEM Parti ile yeni bir süreç yürütürken muhalefetin yerel seçimler de DEM Parti ile görüşmesi suçlama konusu yapıldı. Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Sosyal Bilim Araştırmacısı Mehmet Ali Çalışkan’a terör suçlamaları yöneltildi. Bu kişilere polis ve savcının sorduğu sorular, dosyanın bomboş olduğunu gözler önüne seriyor. Sadece gizli tanık ifadeleri, gizli tanıkların saçma sapan yorumlarıyla tutuklama kararları verildi. Üstelik sorguda yöneltilen baz sinyal bilgileri ve HTS kayıtları da suçlamaları çürütüyor.
Terör suçlamasından Ekrem İmamoğlu tutuklanmadı, Mahir Polat, Resul Emrah Şahan, Mehmet Ali Çalışkan ise haksız, hukuksuz, delilsiz tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu. Şişli Belediyesi’ne kayyum atandı.
Tek tek anlatalım:
Mahir Polat’ın polis ifade tutanağı bile sadece 8 sayfa. İlk iki sayfa kimlik tespiti ve şablon sorular. 1.5 sayfa kent uzlaşısı hakkında PKK yöneticilerinin zaten haberlere konu olan açıklamaları.
Kent Uzlaşısı ile ilgili suçlamalarda eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, araştırmacı Azad Barış ile görüşmek suç delili gibi gösterildi. Azad Barış bu dönemde aranmıyor ve yargılanmıyor. Hatta 2023 seçimlerinde YSK’nin onayıyla milletvekili adayı olmuş. Azad Barış, Barış Terkoğlu’na verdiği röportajda Mahir Polat ile sadece iki kez görüştüğünü söylüyor. Mahir Polat da 4 yıl önce bir kafede tanıştıklarını anlatıyor. Dinler tarihi konusunda doktora yaptığını anlatan Mahir Polat, “Azad Barış’ın da Ezidilik üzerine akademik çalışmaları vardı. Fikir alışverişi yaptık” diyor. Yani kent uzlaşısından yıllar önce iki kez konuşmuşlar.
HTS yani telefonla görüşme kayıtlarına bakılınca da Mahir Polat ile Azad Barış, 3 Aralık 2019 ile 22 Mart 2020 tarihleri arasında 5 kez telefonla görüşmüş. Toplam 665 saniye konuşmuşlar. 2020’den sonra görüşme kaydı yok. Saçma şekilde suçlamaya dönüştürülen Kent Uzlaşısı, son telefon görüşmelerinden 4 yıl sonra gündeme gelmiş. Burada Azad Barış’ın son telefon görüşmesinden 3 yıl sonra YSK’nin onayıyla milletvekili adayı olduğunu tekrar hatırlayalım. Bu tespitlere karşın Azad Barış’ın Mahir Polat’a sorulmasındaki mantıksızlığın altını çizmek gerekiyor.
Mahir Polat’a 1 Ocak 2018 ile 4 Mart 2025 arasında yani 7 yılı aşkın sürede terör suçlarından adli/idari kaydı bulunan 116 şahıs ile HTS kaydı olduğu söyleniyor. Bu irtibatının sebebi soruluyor. Bu konuda CHP’den ironik bir öneri gelmişti: Devlet bir uygulama geliştirsin, telefonlarda ‘terörist’ arıyor uyarısı çıksın. Üstelik bu 116 kişi hükümlü mü değil mi, belki beraat etti belki hiç dava açılmadı. Belli değil. Mahir Polat da
“116 şahsın isim bilgileri verilmemiştir. Bu şahısların adli idari yönden örgütsel durumlarını bilme imkanım yoktur” diye yanıt verdi. İBB Sosyal Hizmetler birimi, İBB Miras, Muhtarlık Daire Başkanlığı, 6 Şubat depremlerinde koordinasyon biriminin başında olduğu için yardıma muhtaç olan, tanımadığı çok sayıda vatandaşın kendisini aradığını anlattı. AKP’li yöneticilerin HTS kayıtlarına bakılsa en az bu sayıda terör suçlarından adli/idari işlem görmüş kişinin kaydının çıkacağına hiç şüphe yok. Ama muhalefetten bir isim olunca tutuklama delili oluyor.
Soruşturmada delil olmayınca yolsuzluk iddialarında olduğu gibi gizli tanıklar devreye giriyor. Kent uzlaşısı soruşturmasında Gizli Tanık İlke var. O da işkembe-i kübradan tespitler yapıyor:
........
© Birgün
