Kerbela(lar), Yezit(ler) ve Aleviler
Alevi inanç geleneği içinden kimi yeni reddiyeci görüşlere konu edilmiş olsa da, yine geleneğin diliyle “12 İmam Orucu” vesilesiyle, geçtiğimiz günlerde Alevi kurum ve Cemevlerinde yoğun etkinlikler vardı. Yüzyıllardır ‘Yas’ olgusu etrafında Kerbela’yı anmak, bu kimliğin en dikkat çeken ritüellerinden biri olmuştur. Hatta pek çok Alevi coğrafyada 12 yıl boyunca sürekli/düzenli oruç tutmak, özel önemi olan bir ‘ibadet’ gibi kabul görmüştür.
Alevi toplulukların büyük çoğunluğu için bu ritüelin odağında, sanıldığı gibi İslam dünyasındaki iktidar mücadeleleri ve bunun bir biçimi olarak ‘halifeliğin kimin hakkı olduğu’ meselesi yoktur. Esasen İslam’ın kutsal kitabı Kuran-ı Kerim’e ‘daha fazla’ bağlılık ifade eden göndermeler de yoktur. Bu ritüellerin merkezinde ‘yas’a konu olan ‘Ehlibeytin kırımı ve özellikle de Hz. Hüseyin’in başının Yezit tarafından kesilmesi hadisesi yer alır. Bu nedenle on iki gün boyunca en çok zikredilen isimlerden biri Hz. Hüseyin ise diğeri de Yezit’tir. Kafa kesmekle tarihe geçmiş Yezit, o günlerden beri neredeyse tüm kötülüklerin cisimleştiği bir politik figürdür.
∗∗∗
“Kafa kesme” hangi coğrafyada ve ne zaman olursa olsun, Alevi tahayyülünde daima Yezit’i ve o geleneğin iktidar olma biçimlerini hatırlatır ve anlatır. Böyle bakıldığında bir tarihsel vak’a gibi düşünülebilir. Ne var ki bu vahşi deneyim ‘tarihte kalmış’ değil,........
© Birgün
