Büyük gözaltı
Halk; ifade özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığından, devletin laiklik, demokrasi, hukuk devleti, güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinin yok olup uçtuğundan, yargının iktidarı hukuk ile sınırlandırmak için değil muhalefet eden her düşünceyi bastırmak için siyasi bir aparat olarak kullanıldığından, anayasanın emredici hükümleri göz göre göre ihlal edildiğinden, Anayasa Mahkemesi kararlarına uzun zamandır uyulmadığından, rejimin siyasal İslamcı oligarşiye hızla evrilerek nitelik değiştirdiğinden, ezcümle herkesi boğan bu kaygılar sebebiyle sokakta isyanda. İmamoğlu’nun diplomasının iptali, İBB başkanı, ilçe belediye başkanları ile İBB çalışanlarının tutuklanması bu endişeleri iyice billurlaştırdı. Demokratik siyasetin olmazsa olmazı olan sokak siyasetine Gezi direnişi sonrası ağır baskıyla korku salınmaya çalışılmış, halk; sandığa gitmek, oyuna sahip çıkmak ve sosyal medya paylaşımları arasında kendini sıkışmış hissetmekteydi. Seçilmiş belediye başkanlarını yargı çelmesi ile bertaraf etme girişimi, ülke sele kapılıp gitmesin diye tutunulan o son dalı kırmak olarak algılandı. Nihayetinde bardak taştı, sıkışmışlıktan çıkıldı. Burada –di’ li geçmiş zaman kipi kullandığım için mutluyum çünkü şahsım devletine razı değiliz diyen yüz binlerce yurttaş Türkiye’nin birçok kentinde protesto gösterilerine katıldı. Üstelik çoğu da 2000’li yıllarda doğmuş olan gençler. Bugün 301’i tutuklu.
Yurttaşlar satın almama hakkımı kullanıyorum dedi ve bir günlük boykot, siyasi iktidarı oldukça rahatsız etti. Ama kabul etmek lazım bakanlar için iyi oldu. Bu vesileyle ellerine market sepeti alıp ekmeğin-peynirin fiyatını öğrenmiş oldular. Bir gece evvel saatlerce kanal kanal gezip “Aman gözünüzü seveyim alışveriş yapın”........
© Birgün
