menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fındığın kalkanını kim kaldırdı? Fiskobirlik’ten Ferrero tekeline neoliberalizmin mirası

28 16
latest

İktidarın siyasi söylemi stratejik sektör” ve “yerli ve milli üretim” gibi kavramları sıkça yüceltirken, tam da bu retoriğin merkezinde olması gereken tarımsal ürünlerin başında gelen fındıkta geçen haftadan bu yana yaşananlar, söz ile gerçeklik arasındaki uçurumu tüm açıklığıyla gösteriyor.

Dünya lideri olduğumuz bu stratejik üründe, Nutella’nın dev üreticisi Ferrero’nun geçtiğimiz hafta alımları durdurduğunu açıklamasıyla piyasa bir anda karıştı. Fiyatlar hızla düşerken, Karadeniz’in fındık üreticileri büyük bir belirsizlik ve tedirginliğin içine sürüklendi.

Bu beklenmedik durum, Ferrero üzerinden kurulan derin bağımlılık zincirinin ekonomik ve toplumsal direnci nasıl kırdığının somut bir göstergesi oldu: Fındık üreticisi, tekelin iki dudağı arasında sıkışmış durumda.

Öte yandan fındıkta yaşanan bu kriz Türkiye tarımının kangrenleşmiş genel tablosunu da yansıtıyor. Tarım, tohumdan zirai makineye kadar tüm kilit girdilerde dışa bağımlı; hem yerli hem de yabancı kartellerin fiyat manipülasyonlarına bütünüyle açık vaziyette.

Bu sistemik bağımlılık, emperyalizmin dayattığı ticaret rejimleri ve içerideki sermaye birikim politikalarının birleşiminden doğuyor; sonuçta üreticiyi sermayenin insafına, ülkenin tarımsal geleceğini ise dayatmalara bağımlı bir kısır döngüye hapsediyor. Daha da önemlisi bu tablo, gıdanın yalnızca bir geçim alanı değil, bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin de asli zemini olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Ferrero’nun bugün fındık piyasasını alt üst eden tekelci gücü, Türkiye tarımının on yıllardır adım adım şirketleşmesinin sonucu. Bu sürecin kökleri, Marshall Planı yardımlarıyla başlayan ve 1980’lerde İMF/Dünya Bankası yapısal uyum programlarıyla hızlanan neoliberal dönüşümde yatıyor. Bu politikalar yerel tarımsal planlamayı ve kamuculuğu tasfiye ederek tarımı ulusal emperyalist merkezlerin gıda rejimlerine eklemledi.

Bu küresel eklemlenmenin fındıktaki somut hedefi, üreticinin en önemli koruma kalkanı olan ve 1938’de kurulan Fiskobirlik’ti. 2000’lerin başında birlik bilinçli biçimde işlevsizleştirildi; üretici örgütsüzleştirilirken, boşluğu Oltan Gıda ve Balsu gibi şirketler doldurdu. Nihai adım, bu yerli sermaye birikiminin küresel tekele devri oldu: Oltan Gıda 2014’te Ferrero’ya satıldı. Böylece İtalyan devi, kamusal denetimin ortadan kalktığı ve pazarın çoktan konsolide edildiği bir zeminde kolayca hakimiyet........

© Birgün