Eşit işe eşit ücret grevi!
İzmir Büyükşehir Belediyesinde (İzBB) DİSK Genel-İş sendikası tarafından başlatılan grev çok tartışılıyor. Bir yanda işçilerin ücretlerini, sendikanın taleplerini çok bulanlar, bir yanda “böyle zamanda grev mi olur” diyenler, öte yanda “asgari ücret 22 bin TL iken işçiye bu kadar ücret fazla” diyenler, “Grevde İzmirliler mağdur oluyor” diyenler…
Demagojik suçlamalar ve aşağılamalar almış başını gidiyor. İşçiler ve sendika greve gitti diye adeta suçlu ilan edilecek. Sakin olun lütfen! Grev haktır. Önce işçilerin sendikanın neden greve gittiğini anlamaya çalışın. AKP unuttursa ve yok etmeye çalışsa da grevin işçilerin en temel hak arama aracı olduğunu bir kez daha hatırlamak lazım. Grev temel bir hak arama aracıdır.
Öte yandan grev doğası gereği rahatsızlık yaratır. Özel sektörde grev işvereni baskı altına almak için yapılır, işverene ekonomik zarar verir. Kamuda hizmetin aksamasının yaratacağı baskıyla işçiler sonuç almaya çalışır.
O yüzden “grevde İzmirliler mağdur oluyor” söylemi grevin ne olduğunu bilmemek demek. Dünyanın her yerinde kamu grevleri ulaşımı etkiler. İzmirlilerin ulaşım sıkıntısı çekmesi grevin doğası gereği. Başka ülkelerde de havaalanlarında grev olduğunda insanlar uçak kaçırır, metroda grev olduğunda bekler. Grevin hak olarak kabul ediyorsak sonuçlarına da katlanmak lazım. Grevi hak olarak kabul etmeyenlere laf anlatmak mümkün değil!
“Yakmayan ateş”, “ıslatmayan su” olmaz. Grevin ekonomik ve günlük yaşam üstünde etkisi yoksa grev değildir zaten. Grev hakkına saygısı olanlar grevin zorluğuna katlanmasını bilir. Grev hakkına saygısı olmayanın zaten hukuka saygısı yoktur.
İşçileri ve sendikayı suçlamak için kamuoyunda asılsız iddialar ve miktarlar dolaşıyor. Oysa grevin asıl nedeninin anlaşılması büyük önem taşıyor. Grevin asıl nedeni sendikanın ve işçilerin afaki ücret dayatmasından değil işverenin “eşit işe eşit ücret” talebini kabul etmemesinden kaynaklanıyor. Bu mesele gözden uzak tutulursa grevi anlamak mümkün değil. Gelin tarafların açıklamasından grevin esas nedenini görelim. DİSK Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan 30 Mayıs 2025 tarihli X paylaşımında şunları söylüyor:
“Grevin Esas Nedeni: Eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanmamasıdır. Grevimiz, üyelerimizin haklı ve adil taleplerini savunmak içindir.
Sorumluluğumuzu biliyoruz. Genel-İş sendikası emek ve demokrasi mücadelesindeki sorumluluğunu bilen bir sendikadır. Birçok belediyede toplu iş sözleşmelerinde sorumlu davrandık, belediyelerin mali zorluklarını göz önünde bulundurduk. Ancak İzmir’deki durum farklıdır ve bu eşitsizliği ve adaletsizliği kabul etmiyoruz.
Gerçekler nedir? Net bir şekilde açıklıyorum. Eşit işe eşit ücret istiyoruz! Bizden önce, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası’nın yetkili olduğu şirketlerde imzalanan toplu iş sözleşmeleri sonucunda ortaya çıkan tablo ile bize sunulan ücretler arasında uçurum vardır. Ve bizim bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir.”
Bundan daha net bir açıklama olabilir mi? Mesele eşit işe eşit ücret talebidir. Yoksa sendika uzlaşmaz ve dayatmacı bir tutum içinde olmadığını net bir biçimde söylüyor.
Nitekim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da 29 Mayıs 2025 tarihli X paylaşımı da sendikanın açıklamasını doğrulular niteliktedir: “Çalışma arkadaşlarımızın mümkün olan en iyi ücretleri alması için iyi bir teklif yaptığımıza inanıyorum.........
© Birgün
