menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Latin Amerika ve Karayipler’den ret çağrısı

16 0
15.05.2025

Uluslararası Vicdani Ret Günü dolayısıyla Latin Amerika ve Karayipler Antimilitarist Ağı (RAMALC) bir çağrıda bulundu. RAMALC herkesi, özellikle de gençleri, militarizme ve savaşa karşı durmaya; şiddet ve sömürü üzerine kurulu tüm mekanizmaların bir parçası olmayı reddetmeye çağırıyor.

War Resisters' International’ın internet sitesi wri-irg.org’da yayımlanan çağrıyı, Serdar M. Değirmencioğlu’nun çevirisiyle sizlere sunuyoruz.

Onlar bedenlerimizin, üzerinde yaşadığımız topraklarda sürmekte olan militarizme hizmet etmesini istiyorlar: Onların “güvenlik” dedikleri şey insanları dehşete düşürmek, öldürmek ve yok etmek. Yani, tümüyle çıkarcılığa ve onun sonsuz yıkım ve sömürü döngüsüne hizmet eden sahte güvenlik.

Bu sahte güvenlik için bize hiç güvenmeyin!

Onlar savaş ve ordu için bedenlerimizi isterlerken, bizler sokaklarımızda ve evlerimizde kadın düşmanlığı ve cinsiyetçilik nedeniyle öldürülüyoruz. Artık yeter!

Bize güvenmeyin!

Bizleri, otorite kılığına girmiş mafya şebekelerini zenginleştiren denetimsiz silah ticaretinin yanı sıra, bizzat kendi yarattıkları korkuyu dayanarak devletin askeri harcamaları için gerekçe olarak kullanmak istiyorlar. Biz bu oyunun bir parçası olmayacağız.

Bize hiç güvenmeyin!

Nefret, ölüm, yıkım ve ayrımcılık üzerine kurulu silah endüstrisine direnmek için halklar arasında yerel toplumlar tarafından yürütülen, dayanışmaya dayalı eylem çağrısında bulunuyoruz. Devletler ve kapitalizm tarafından desteklenen “güvenlik” anlayışı bir kurgudan ibarettir. Bu kurgu, şiddetin tekelleşmesi yanında silah ticaretini, halkların ezilmesini ve topraklarının sömürülmesini sağlar.

RAMALC olarak gerçek güvenliğin kolektif ve duygudaşlığa dayalı bir deneyim olduğuna, yaşadığımız topraklarda birlikte inşa edilen bir süreç olduğuna inanıyoruz. Güvenlik yatay olmalı; kardeşçe ve neşeli bir diyalogdan doğmalı, kolektif ve dolaysız eylem yoluyla şekillenmelidir.

Bu 15 Mayıs ve her 15 Mayıs, Uluslararası Askerlik Hizmetini Vicdani Ret Hakkı Günü. 15 Mayıs, savaşa, çatışmaya, saldırganlığa ve ölüme HAYIR deme hakkının günüdür. Militarizmin ve otoriter yönetimlerin yükseldiği zamanlarda, yani günümüzde, insanlığa ve dünyaya zarar verenlerle işbirliği yapmayı reddetmek çok önemli bir özgürlük ve dayanışma eylemidir.

Siz de reddedin; siz de bir retçi olduğunuzu ilan edin!

(SMD/VC)

Adını ilk kez, bundan yaklaşık 18 yıl önce, üniversitede sinema eğitimi aldığım yıllarda, Ankara Film Festivali kapsamında düzenlenen bir senaryo atölyesinde duymuştum. Festivalde en iyi film ödülü alan Beynelmilel filminin senaristi ve yönetmeni Sırrı Süreyya Önder ile senaryo yazımı üzerine konuşacaktık. O buluşmada anlattıklarını, üniversite arşivinde kalmak üzere kameraya da çekmiştik. Keşke o kaydı bulup tekrar izleyebilsek, hatta herkese izletebilsek Sırrı Hocam. Seni dinlerken sinemanın sadece bir sanat değil, bir mücadele alanı olduğuna; yazacağımız senaryolarla, çekeceğimiz filmlerle, anlatacağımız hikâyelerle, tarihi egemenlerin değil, ezilenlerin, ötekileştirilenlerin yanından nasıl yazabileceğimize; özgürlük, eşitlik ve barış mücadelesinin sesini sinema ile nasıl daha çok yükseltebileceğimize olan inancımın ilk tohumları çoktan atılmıştı zihnime…

Sonrasında Roboskî'de, Gezi Direnişi'nde, Yüksel Direnişi'nde… En son, seni bizden koparan kalp krizinden sadece birkaç hafta önce, Katliam Yasası'na karşı sokaktaki canlarımızı korumak için geldiğin Meclis Parkı’ndaki yaşam nöbetinde, sıklıkla yolumuz kesişti seninle...

Roboskî'de F-16’larla vurularak katledilen Kürt köylülerin, Gezi’de sermaye düzeninin yok etmek istediği ağaçların, Yüksel Direnişi’nde, KHK’larla haksız, hukuksuz bir şekilde işleri ellerinden alınmış olan ve “İşimizi geri istiyoruz,” diye direnen emekçilerin; son süreçte Katliam Yasası'yla yok edilmek istenen sokaktaki hayvanların yoldaşı oldun. Ömrünün son anına kadar ötekilerin, ezilenlerin yanında, zulmün karşısında yeri geldi gövdeni siper ederek mücadele ettin ve bu direniş ruhunu bizlere miras bıraktın.

13 Mart 2025 günü Ankara Meclis Parkı’nda yine kesişti yollarımız... Tam o gün, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Meclis Parkı’nda uzun yıllardır, uyum, güven ve huzur içinde yaşayan; mahalle halkıyla sosyalleşmiş, mahalle sakinleri arasında dostları, arkadaşları, gönüllüleri bulunan köpekleri, ölüm riski taşıyan anestezik iğnelerle saldırarak toplamaya ve yuvalarından koparmaya başlamıştı. Gönüllüler haberi alınca canlarımızı korumak için hemen parka koştu. Belediye ekipleri karşılarında direnen gönüllüleri görünce bir müzakere başladı ve ABB yetkilisi: “Bir gün süreniz var. Köpeklerin hepsini toplamazsanız, yarın biz gelip toplamaya devam edeceğiz,”........

© Bianet