"Kendini feshetmiş, silah bırakmış bir örgüte ‘yardım etmekle’ suçlanıyorum"
Yeni Özgür Politika ve PolitikArt’ta yayımlanan haber ve makaleler nedeniyle 26 Kasım 2024’te İstanbul’da gözaltına alınan bianet editörü Tuğçe Yılmaz, gazeteciler Erdoğan Alayumat, Suzan Demir, Taylan Abatan, Gülcan Dereli ile çevirmen Serap Güneş ve sosyolog Berfin Atlı bugün hakim karşısına çıktı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya yargılanan isimler avukatlarıyla birlikte katıldı. Kalabalık bir izleyici gurubu da duruşmayı takip etti.
Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Bu sırada mahkeme heyeti salon dışına çıktı. Mübaşirin kimlik tespitini yapmasının ardından heyet geri geldi.
İddianameye karşı ilk söz Berfin Atlı aldı. “Yazı yazdığım ve telif aldığım için buradayım” diyen Atlı “Başka yerlere de yazıyorum. Bunlar erişim engeli olmayan, açık çağrıyla duyuruya çıkan gazetelerdir. Sosyoloğum. Yaptığım işin katı bir tanımı yok. İçinde yazmak da var. Suçlamanın kaynağı iki yazı karşılığında yapılan bir telif ödemesi. Miktar bir kişinin kirasını bile karşılamayacak düzeydeydi.” diye konuştu.
Daha sonra Erdoğan Alayumat iddianameye karşı savunma yaptı. “Ben bugün burada bir suçun faili olarak değil, yıllardır gazetecilik yaptığı için kriminalize edilmeye çalışılan bir insan olarak bulunuyorum” dedi.
İddianameyi okuyan herkesin, dosyanın herhangi bir örgütle ilişkisini kuramayacağını, bağımsız gazetecilik yapan bir kişiyi susturmaya yönelik olduğunu göreceğini söyledi. Ardından da şunları ekledi:
“Bu dosyayı taşıyan temel iddiaların hiçbirinde somutluk, doğruluk ya da makul bir suç şüphesi yoktur. Buna rağmen yıllar süren emeğimin, kimliğimin, mesleğimin bir suçlama konusu yapılmasıyla karşı karşıyayım.
İddianamenin temel dayanağı, Almanya’da bulunan bir medya şirketinden tarafıma gönderilen telif ücretlerinin ‘örgütsel para’ gibi yorumlanmasıdır. Oysa bu ödemeler tamamen yaptığım haberlerin karşılığıdır. Gazetecilikten elde ettiğim gelirin kriminal bir faaliyet gibi sunulması, gerçeklerden kopuk bir yaklaşım olduğu gibi, bir gazetecinin emeğinin suç haline getirildiği tehlikeli bir anlayışı da ortaya koymaktadır. Tüm iletişimim mail üzerindedir, tüm ödemeler banka sistemi içindedir ve haberlerimi yıllardır olduğu gibi açık kimliğimle gönderdim. Gizli faaliyet yoktur, kod adı ya da mahlas isim yoktur, talimat yoktur, örgütsel bağ yoktur. İddianame kendi içinde çökmektedir.
İddianamede ‘silahlı terör örgütü ile organik bağ kurulduğuna dair yeterli delil bulunmadığı’ yazıyor. Bu ifade, sadece benim değil, iddia makamının da dosyada örgütsel bir ilişki bulamadığını kabul ettiği anlamına gelir. Organik bağ yoksa, suçun kastı yoktur. Suçun kastı yoksa, suçun maddi unsuru hiç yoktur. Buna rağmen gazetecilik faaliyeti bir niyet okumayla suç gibi gösterilmektedir.”
Dosyaya delil diye sunulan şeylerin hiçbirinin bir suçun unsurlarını karşılamadığından bahseden Alayumat, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi ve beraatını istedi.
Alayumat’ın ardından söz alan Gülcan Dereli “Ben gazeteciyi ve yazdığım yazılardan telif ücreti alırım. Bunun bir suç olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta gazetecilik gönüllülük değil, mesleki icraattır. Haberini göndermelisin ki karşılığında maaş ya da telif alıp hayatına devam edebil” diye konuştu.
Dereli, sadece Yeni Özgür Politika ve PolitikArt’ta değil birçok haber kuruluşuna yazı gönderdiğini anlattı.
İddianameye giren ve suçlamaya neden olan sosyal medya paylaşımları için de Dereli “Yaptığım haberlerin tweetleri. Sonuçta kayyımı oraya ben atamadım. Devletin kendisi atamış. Eş başkanlar da röportajda irade gaspına dikkat çekmiş. Kendi yaptığım haberi paylaşmanın neresi suç?” ifadelerini kullandı.
Taylan Abatan da benzer şekilde gazetecilik yaptığı için yargılandığını söyledi. “Haber-makale yazdım. Bunun karşılığında aldığım telif ücretleri nedeniyle yargılanıyorum. Hayatımı idame ettirmek için bu ücretleri almam lazım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı talep ediyorum.” dedi.
Serap Güneş konuşmasına 20 yıldır çevirmenlik yaptığını söyleyerek başladı. “Çevirmenlik yaparak hayatımı kazanıyorum.” diyen Güneş “Doktora yaparken kitap yerine makaleler çevirmeye başladım. Tabii ki telif karşılığında. Üzerime atılan suçları kabul etmiyorum” diye konuştu.
Suzan Demir 2008’den beri gazetecilik yaptığından bahsetti. Çeşitli kuruluşlarda, çeşitli konularda haberler ve yazılar yazdığını söyledi. “Yeni Özgür Politika’ya sinema eleştirisi içeren iki yazı gönderdim. Herkese açık bir yayın. Bunun suç olduğunu düşünmüyorum.” dedi.
Son olarak bianet editörü Tuğçe Yılmaz söz aldı. Yılmaz konuşmasına hakime “Kimlik tespiti yapılırken burada değildiniz ama buradaki gazeteler 35-40 bin TL seviyesinde geçinmeye çalışan kişiler. Bu ücretlerle geçinemediğimiz ortada” diyerek başladı. Gözaltında Berfin Atlı’nın çıplak aramaya maruz kaldığını ve gözaltı sürecinde ilaçlarının verilmediğini hatırlattı. Ardından da şunları söyledi:
“Bugün burada, sadece yazdığım kültür-sanat yazılarından aldığım telif ücretleri nedeniyle ‘örgüte yardım etmekle’ suçlanan bir gazeteci olarak bulunuyorum. Dört yıldır barış gazeteciliği geleneği ile bilinen bianet haber sitesinde gazetecilik yapıyorum. Meslekte ise 10 yılı geride bıraktım.
Sadece gazetecilik yaptığım için dört gün boyunca gözaltında tutuldum; sekiz saat boyunca kelepçeli bir şekilde Eskişehir’e götürüldüm ve dosyadaki gizlilik kararı........© Bianet





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein