menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Musul’da barajın götürdüğü köy, kuraklığın geri getirdiği hafıza

11 1
30.09.2025

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı Duhok vilayeti sınırları içinde, Dicle Nehri kıyısında yer alan ve Êzidî Kürtlerin yaşadığı Xankê köyü, Musul Barajı’nın 1986’da faaliyete geçmesiyle birlikte sular altında kaldı.

Aradan geçen 39 yılın ardından, kuraklığın etkisiyle su seviyesinin düşmesiyle birlikte Xankê’deki türbe ve mezarlık ile civardaki bir antik kentin kalıntıları yeniden ortaya çıktı. Bu sessiz dönüşün en çarpıcı tanıklarından biri de Xankê köyünde doğup büyüyen 80 yaşındaki Xezal Ana.

Xezal Ana, baraj suları altında kalmadan önce iki oğlunu Xankê köyü mezarlığında defnetmiş. Yıllar sonra suların çekilmesiyle birlikte oğullarının mezar taşlarına yeniden dokunabildi.

Gözü yaşlı Xezal Ana, “İki oğlumun mezarı burada kaldı. Ancak eşimin kardeşinin mezarını taşıyabildik ama oğullarımı değil,” dedi ve ekledi:

“Burası bizim için çok kutsal bir yer. Hac yerimiz kutsal Laleş’ten dönen hacılar burada toplanır, dinlenir, topluca ibadet ederdik. Soframız herkese açıktı. Çok güzel zamanlardı. Köyümüz anılarımızla birlikte suya gömüldü. Suyun çekilmesiyle bu yerlerin gün yüzüne çıkması beni eski, güzel günlere götürdü. Ama ne yazık ki artık eskisi gibi değiliz, topraklarımızdan kopartıldık, her birimiz bir tarafa dağıldık.”

Irak’ın en büyük baraj projelerinden biri olarak öne çıkan Musul Barajı’nın inşaatı 1981 yılında başladı. 1984’te büyük ölçüde tamamlandı, 1985 baharında rezervuar suyla doldurulmaya başlandı; 7 Temmuz 1986’da elektrik üretimine geçildi.

Ancak bu projeyle birlikte Musul’un kuzeyindeki çok sayıda yerleşim yeri boşaltıldı, köyler sular altında kaldı. Musul Barajı, bölge halkının yalnızca topraklarını değil; aynı zamanda evlerini, anılarını, mezarlarını, ibadet yerlerini yok etti.

Son yıllarda bölge genelinde yaşanan kuraklık ve Türkiye tarafından Dicle üzerinde yapılan barajlar nedeniyle Musul Barajı’ndaki su seviyesi iyice düştü. Suların çekilmesiyle birlikte yalnızca Xankê köyü değil; bölgedeki birçok yerleşim yerine ait kalıntılar, kültürel değerlerin izlerini barındıran pek çok mekân ve kutsal alan yeniden ortaya çıktı.

Rudaw’a konuşan Duhok Antik Eserler ve Miras Müdürlüğü Başkanı Bekas Brifkanî, baraj sularının çekilmesiyle birlikte geçtiğimiz ağustos ayında bölgede “bir ana şehir ve beraberinde bir mezarlık keşfettiklerini” açıkladı. Brifkanî, Helenistik döneme (MÖ 323–31) tarihlenen seramik mezarların bölgede ilk kez bu ölçekte bulunduğunu vurguladı.

(FT/VC)

Türkiye için 2025 yılı, son 65 yılın en ciddi kuraklıklarından biri olarak kaydedildi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verilerine göre, 1 Ekim 2024-31 Ağustos 2025 döneminde ülke genelinde ortalama metrekareye 401,1 kilogram yağış düştü; bu miktar, su yılı normali olan 548,5 kilogramın yüzde 27, geçen yıl aynı dönemdeki 563,2 kilogramın ise yüzde 29 altında kaldı.

Özellikle İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Trakya bölgelerinde yağış miktarı uzun yıllar ortalamasının yüzde 40 ila yüzde 60 altında seyretti.

İklim krizine bağlı buharlaşma ve azalan yağışlar, Türkiye ve dünyadaki göl ve barajlarda su seviyelerinin belirgin şekilde düşmesine neden oluyor. Bu durum, iklim krizi “felaketine” tezat bir şekilde, kültürel miras açısından “sevindirici” bir şekilde, binlerce yıllık tarihî yapıları gün yüzüne çıkarıyor.

Gün yüzüne çıkan tarihî yapılar, tarihin derinliklerine bir pencere aralarken; kuraklıkla ortaya çıkan antik yollar, batık köyler ve sualtında kalmış yapılar, iklim krizinin hayatlarımızı nasıl tehdit ettiğini hatırlatıyor.

Van Gölü’nün kıyı kesimlerinde, son yıllarda suyun çekilmesiyle birlikte bazı alanlarda 2 kilometreye yakın gerilemeler yaşandı. Kuraklık nedeniyle, 2022 yılında gün yüzüne Urartular dönemine ait liman, açık hava tapınma alanı, kayaya oyulmuş iskele ve anakaya zeminine kazılmış lahitler çıktı. Bölgede incelemelerde bulunan bilim insanları, “T” biçimli kutsal tapınma alanlarının tarihî önemde olduğunu belirtti.

Benzer bir durum, Marmara Bölgesi’nin en büyük doğal gölü olan İznik Gölü’nde de yaşandı. Göldeki 50 metreye varan su çekilmesi, yaklaşık 1500 yıl önce Aziz Neophytos adına inşa edilen bazilikanın büyük bölümünün su yüzeyine çıkarak kıyıyla birleşmesini sağladı. Bazı uzmanlara göre bu durum, sualtı arkeoloji müzesine dönüştürülmesi planlanan yapının korunması ve tanıtımı açısından yeni “fırsatlar” sunuyor.

Adıyaman’ın Samsat ilçesindeki Atatürk Barajı’nda su seviyesinin düşmesiyle ise antik Roma dönemine ait yerleşim alanı ve tarihî eserler Kasım 2022’de ortaya çıktı. Balıkçılar tarafından fark edilen yapılar, Adıyaman Müze Müdürlüğü ekipleri tarafından incelendi ve bölgede mezar yapıları, kırık kaplar ve tarihî balta ile kesici aletlere rastlandı.

Kuraklık ve su çekilmesiyle tarihî yapıların gün yüzüne çıkması elbette Türkiye ile sınırlı değil. Küresel ölçekte öne çıkan........

© Bianet