menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TKIS Blinds işçileri 218 gündür hakları için direniyor

27 1
31.05.2025

İstanbul Tuzla Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösteren Hollanda merkezli TKIS Blinds perde fabrikasında, Türk-İş’e bağlı Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası’na (TEKSİF) üye oldukları için işten atılan 10 işçi, işe iade ve sendikal hakları için 218 gündür direniyor.

Çoğunluğu kadınlardan oluşan 206 işçinin çalıştığı fabrikada, kötü çalışma koşulları, düşük ücretler ve yöneticilerin baskılarına karşı örgütlenen 106 işçi TEKSİF’e üye oldu. Ancak şirket, TEKSİF’in çoğunluk tespiti başvurusundan önce, 24 Ekim 2024’te sendikal faaliyetlerde öne çıkan iki işçiyi işten çıkardı. 15 Kasım’a kadar sekiz işçi daha işten atıldı ve toplam sayı 10’a ulaştı. Şirket, 25 Ekim’de yapılan çoğunluk tespitinin ardından TEKSİF’in yetki belgesine itiraz etti. Sendikanın yetki başvurusuna yönelik hukuki süreç sürerken, işten çıkarılan işçiler de hakları için fabrika önünde direnmeye devam ediyor.

Direnişteki işçilerden Nazar Kaya ile TEKSİF Genel Başkan Danışmanı ve Örgütlenme Uzmanı Binalı Tay, fabrikadaki sendikal mücadeleyi, işten çıkarmaları ve 218 gündür devam eden direnişi bianet’e anlattı.

“Zorunlu mesailerin dayatıldığı, molaların yemekhaneye ulaşmaya bile yetmediği, ücretlerin ise asgari ücretten yalnızca biraz fazla olduğu bir ortamda çalışıyorduk,” diyen Nazar Kaya, bu çalışma koşullarına karşı sendikalı olmaya karar verdiklerini söyledi.

Fabrika çalışanlarının yaklaşık yüzde 80’inin kadın olduğunu belirten Kaya, özellikle çocuklu kadın işçilerin hafta sonu zorunlu mesailere çağrıldığını söyledi. Çocuklarını bırakacak yer bulamayan kadınlara, çocuklarını fabrikaya getirmeleri söylendiğini ifade etti:

“Hafta sonu çalışamayacağımızı söylediğimizde, arkadaşlarımız çocukları olduğunu dile getirdiğinde, ‘Çocukları da getirin’ yanıtını alıyorduk. Zaten iş güvenliği olmayan bir ortamda güvencesiz çalışıyorduk; bir de çocukların makinelerin yanında bulunmasına göz yumuldu.”

Kaya, “Bugün insanca yaşamak için direnen işçiler kapıdan içeri alınmazken, çevik kuvvet bekletiliyor, kapılar kilitleniyor. Peki biz çocuklarımızla birlikte içeride çalışırken bu güvenlik neden yoktu?” diye sordu.

Nazar Kaya, 218 günlük direniş sürecini şu sözlerle özetledi:

“Fabrika müdürü her şeyi ‘hukuka uygun’ gösteriyordu. Ama biz hukukun gerçekten işlemediğini gördük. Açtığımız davalar sürekli ertelendi. Ana akım medyadan kimse sesimizi duymadı. 218 gündür Tuzla Serbest Bölge önünde direniyoruz, bu sürede bir kışı da çadırda geçirdik.”

Direniş süresince içeride çalışan arkadaşlarının her gün slogan ve pankartlarla destek verdiğini ifade eden Kaya, patronun bu dayanışmayı kırmak için çeşitli yöntemlere başvurduğunu belirterek, “Mobbing uygulandı, zorunlu mesailer dayatıldı, sendikayı gereksiz göstermek için ücretler artırıldı. Bazı işçilerin ustalıkları alındı. Tuvaletlere kart sistemi getirildi, geçirilen süre dakikası dakikasına hesaplandı,” dedi.

TEKSİF Genel Başkan Danışmanı ve Örgütlenme Uzmanı Binalı Tay, işten çıkarılan işçilerin yedisinin “Kod 46” gerekçesiyle, üçünün ise “performans düşüklüğü” iddiasıyla işten atıldığını belirtti.

SGK'nin 46 numaralı çıkış kodu, işçiye işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, sırları ifşa etmek gibi ciddi ithamlar yöneltilmesini içeriyor. Tay, bu kodun işçilere baskı amacıyla kullanıldığını söyledi:

“Sendikamızın başvuruları sayesinde Çalışma Bakanlığı’ndan gelen müfettişler, iki gün boyunca fabrikada incelemeler yaptı. Müfettişlerin raporu sayesinde işçilerin Kod 46 kararları kaldırıldı. Bu yeterli değil tabii, bu yüzden direnişe devam ediyoruz.

“Fabrikada işçiler sendikalı olmaktan imtina etsin, sendikalı olanlar da bu direnişten vazgeçsin diye ikna odası kurmuşlar. Burada işçilere sendikalı olmayanlara daha fazla promosyon, prim ve zam yapılacağı, sendika fabrikada yetki alıp toplu iş sözleşmesi için masaya oturursa fabrikayı Mısır’a taşıyacaklarını ve herkesin işsiz kalacağını söylemişler.”

Direnişin temel taleplerini Nazar Kaya ve Binalı Tay ortak şekilde dile getirdi:

“Devlet, 'Git sendikaya üye ol, bu anayasal bir haktır' diyor ama aynı anda patrona da ‘Sen bekle, iş mahkemesinde itiraz etme hakkın var’ diyor. Patron bu hakkı kullanınca, işçiler yıllarca sürecek bir davayı çadırda beklemek zorunda kalıyor. O yüzden biz iki temel talep etrafında birleşiyoruz: Birincisi, sendikamız TEKSİF’in fabrikaya girmesi, ikincisi ise işten çıkarılan 10 arkadaşımızın işe iade edilmesi.”

(EY/VC)

Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı, kurultayın yasadışılığı iddialarına dayalı olarak haziran sonunda........

© Bianet