ÇANAKKALE’DE TARİHİN İZİNDE BİR YOLCULUK
Çanakkale, sadece bir savaşın adı değil; bir milletin yeniden doğuşunun, cesaretin, fedakârlığın ve inancın simgesidir. Oraya gitmek, sadece bir gezi değil, tarihin içinde bir yolculuktur. İşte biz de bu bilinçle, dostum, tarihçi rehber ve Çanakkale aşığı Zafer Bey’le aylar öncesinden bir plan yaptık. Başkente beş kişilik bir ekip ve ben farklı bir şehirden yola çıkacaktım.
Beklenen gün gelip çattığında uçak başkente yaklaşırken aniden bir hava boşluğuna girdi. Uçak içindeki o anlık sarsıntı, kalbimde bir korku yaşatsa da, beni bekleyen tarihî yolculuğun heyecanı daha ağır basıyordu. Havaalanında Zafer Bey beni karşılayarak evine götürdü. Birlikte başkentteki bazı tarihî yerleri gezdikten sonra asıl sürpriz, onun evindeydi.
Salona adımımı attığımda kendimi Çanakkale’nin içinde hissettim. Duvarda asılı haritalar, kütüphanede sıralanmış kitaplar, hatıralar… Sanki Çanakkale’nin ruhu o odada yaşıyordu. “Bu odada salonda yatabilir miyim?” diye sordum. Zafer Bey tebessüm etti: “Belki de burada ilk yatanlardan biri olacaksın,” dedi. O gece, adeta Çanakkale’yi rüyamda yaşadım.
Sabah, gün doğumundan gün batımına doğru başkentten Çanakkale' ye doğru yola çıktık ve geçtiğimiz yıl Çanakkale’de unutulmaz bir tarih yolculuğu gerçekleştirdik.
Bu yıl ise Anzak törenlerine katılmayı planlamıştık ama konsolosluktan yazışma izin alma katılma sürecinde geç kaldık. Ancak bu planı seneye erteledik. Gelecek yıl, Anzakların "Şafak Ayını"ve yürüyüşüne katılmayı, her yıl 25 Nisan’da Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelen ziyaretçilerle birlikte bu törenin organizasyonunda bulunmayı, ayrıca 57. Alay’ın izinden yürüyerek Mustafa Kemal Yolu’nu tamamlamayı ve 20 kilometrelik şehitlik yürüyüşünü gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Geçtiğimiz yılki gezimize dönecek olursak…
Çanakkale’ye vardığımızda saat öğleden sonra 13.00-13.30 civarıydı. Otelimize yerleşmeden önce ilk durağımız, efsanelere konu olan Truva Antik Kenti oldu. Homeros’un İlyada Destanı'nda bahsedilen bu kadim şehirde kısa bir gezi yaparak Truva Atı’nın hikâyesini ve antik kalıntıları inceledik.Günbatımında Çanakkale deniz kıyısında oturarak çay kuru yemiş ve içeceklerle denizin karşı yakasında savaş alanını izledik .
İkinci Gün: Arıburnu Yürüyüş Güzergâhı
Eceabat’a vardığımızda gezimize Anzak Koyu’ndan başladık. Burası, 25 Nisan 1915’te Anzak askerlerinin çıkarma yaptığı noktaydı. Burada aracımızı park edip yaklaşık 8 kilometrelik yürüyüş rotamıza başladık. Yanımıza aldığımız batonlar ve su şişeleriyle tarihin izinde adım adım ilerledik.
İlk........
© Başkent'te Karar
