Uzay bazlı güneş enerjisi enerji sorununu çözebilir mi?
Dünyanın enerji ihtiyacı giderek artarken, fosil yakıtların çevresel bedeli her geçen gün daha da ağırlaşıyor. İklim değişikliği, karbon salınımı, buzulların erimesi ve ekstrem hava olayları artık günlük hayatın bir gerçeği haline geldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisiyle büyük ölçüde karşılanmaya çalışılıyor. Ancak bu kaynaklar da sınırsız değil; güneşin dünyadaki döngüsü nedeniyle günün belli saatlerinde kesinti yaşanması, bulutluluk ve atmosferin ışığı soğurması gibi etkenler büyük ölçekli enerji üretiminde sürekli bir zorluk çıkarıyor. İşte tam bu noktada uzay tabanlı güneş enerjisi yani Space-Based Solar Power (SBSP) fikri, geleceğin en iddialı çözümlerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Bu teknolojiyle yörüngeye yerleştirilecek devasa güneş panelleri sayesinde, sürekli ve kesintisiz enerji toplanarak mikrodalga ya da lazer ışınlarıyla dünyaya iletilebilir. Böylece atmosferin engelleri aşılır, gece-gündüz döngüsü ortadan kalkar ve 7/24 temiz enerji elde edilebilir.
Amerika Birleşik Devletleri bu alanda çeşitli girişimlere imza atıyor. NASA, uzun zamandır SBSP fikrini bir araştırma alanı olarak gündemde tutuyor. ABD Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı bünyesinde yürütülen programlarla, küçük ölçekli mikrodalga iletim denemeleri yapılıyor ve ekonomik fizibilite analizleri hazırlanıyor. Ancak ABD’nin bu teknolojiye yaklaşımı hâlâ temkinli; büyük ölçekli yatırımlardan ziyade uzun vadeli stratejik bir seçenek olarak görüyorlar. Bu, bir anlamda ABD’nin uzay araştırmalarında genel yaklaşımına da uyuyor: Öncelikle altyapı kurmak, testler yapmak ve ardından özel sektörün devreye girerek teknolojiyi ticarileştirmesini beklemek. Bu nedenle Amerika’da uzay tabanlı güneş enerjisi henüz enerji politikalarının merkezinde değil, ama gelecekte stratejik öneme sahip bir seçenek olarak dosyada bekletiliyor. Ancak ABD bu konuda kesinlikle öncü bir ülke değil.
Avrupa ise bu konuda daha iddialı bir vizyon ortaya koymuş durumda. Avrupa Uzay Ajansı ESA, Solaris isimli kapsamlı bir fizibilite projesi başlattı. Bu proje ile 2030’lu yıllarda yörüngede ilk güneş enerjisi istasyonlarının kurulması, 2040’a doğru ise ticari boyutta bir sistemin işletmeye alınması hedefleniyor. Avrupa’nın bu girişimi, enerji bağımsızlığına verdiği önemle de yakından........
© Aydınlık
