menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bizler demir parmaklıkları çoktan yıkıp çıktık kimse bizi yeniden kafese kapatamaz

32 17
11.09.2025

Atatürk, 2 Şubat 1923’te İzmir’de halkla görüşürken, hazırlanmış bir konuşma yapmak ya da konferans vermek için orada bulunmadığını, maksadının halkça, kardeşçe sohbet etmek olduğunu söyler.

Karşılarındaki, Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan değildir.

“Sade bir milletvekili ve onları çok seven bir hemşerileri” Mustafa Kemal'dir.

Sözü onlara bırakır. Ondan ne öğrenmek ne sormak istiyorlarsa, büyük bir cesaret ve serbestlikle sormalarını rica eder.

Üç kadın söz alır. Soruları kısa ve nettir:

“Kız Sultani Müdiresi Hanım:

“-Bu muazzam inkılâpta kadınlığın hareket hattı nasıl olmalıdır?

“Muallime Melâhat Hanım:

“-Paşa Hazretleri, en büyük bir inkılâbı yapan ve pek çok kadın muallimlere ihtiyacı olan bu memlekette, muallimelere olan ihtiyaçlarımızı temin etmek için ne gibi bir prensip ve nasıl tedbirler düşünülüyor. Lütfen izah buyurulur mu?

“Darülmuallimat Edebiyat Muallimesi Nuriye Hanım:

“-Paşa Hazretleri, Türk kadınlığının ruhundaki büyük sızıyı açmak istiyorum. Türk kadınlığı, içinde öyle bir sızı, öyle bir yara ve elem saklıyor ki, gizliyor ki, bunu ancak şimdi açabiliyoruz, muhterem Paşa.

Bu kadar büyük inkılâba sebep olan büyük ve muhterem şahsiyetleri yetiştiren analar, doğuran analar veyahut kardeşlerini her zaman için sınır boylarına gönderen kadınlar, her zaman için öteden beri sefil bir haldedir. Onların erkekler gibi hür, muhterem ve temiz bir hakkı, onların da erkekler gibi hür ve mukaddes bir hakkı olmayacak mıdır?”

Müthiş bir heyecan!

Alkışlar!

Alkışlar!

Atatürk’ün yanıtı oldukça uzundur.

Çünkü, henüz “yetki ve kudret” sahibi olmadığı gençlik yıllarından bu yana üzerinde önemle durduğu, elime bir gün “yetki ve kudret” geçerse diye tasarladığı bir konudur.

Devrimin temel taşlarından biri.

“Yeni Türkiye”yi başarıya ulaştıracak döşenmesi gereken önemli bir yol.

Hep birlikte Millî Mücadele verilmiş… Kurtuluş Savaşı’nda zafer kazanılmış… O sırada kesintilerle de olsa Lozan’da kıyasıya başı dik bir mücadele sürüyor…

Bütün Türkiye’de başka bir seferberlik daha var.

İzmir, Türkiye siyasi ve ekonomik tarihinin önemli bir toplantısına evsahipliği yapacak. Ülke daha henüz zorlu bir savaşın tozunu dumanını üzerinden atamadan ileriye dönük bir ekonomik hamlenin hazırlığında.

17 Şubat’ta İzmir İktisat Kongresi bütün Anadolu’dan gelecek bin 135 delegeyle toplanacak ekonomik bağımsızlığını konuşacaktır. İşçi ve çiftçi kadın delegeler vardır. Hayriye, Elif, Emine, Şefika, Münire, Nigâr, Mücahide Fatma, Rukiye Hanımlar kongreye işçi ve çiftçi temsilcileri seçilmiş. 3000 kişi Kongre’yi izlemiş, bunun 500’ü de kadın…

Bunlar dönemin koşulları........

© Aydınlık