Nüfus sorununun kültürel ve ideolojik boyutuna dikkat
1980 sonrasında Türkiye’ye dayatılan neoliberal ekonominin toplumsal sonuçları çok ağır oldu. Ekonomik sorunlar aile kurmanın ve çocuk sahibi olmanın zorluklarını artırdı. Boşanma oranları tarihte hiç olmadığı seviyelere ulaştı. Yalnız yaşayan hanelerin oranı 2023 ‘te 19,7’a ulaştı. Bu oran maalesef AB ortalamasını az bir farkla geçtiğimizi gösteriyor. 1980 yılında yalnız yaşayan hanelerin oranı sadece yüzde 3, 2000 yılında yüzde 5,3, 2014’te 14,4 idi. Doğurganlık oranlarının seyri de alarm veriyor; 1950’de 6,9, 1960’ta 6,2, 1970’te 5,2, 1980’de 4,3, 2000’de 2,6, 2010’da 2,1 2024’te ise 1,48’e geriledi. 2024’te doğurganlık oranı ABD’de 1,62, AB’de 1,46 oldu. Yani, düşük doğurganlık oranı konusunda Batı’yı yakalamış durumdayız.
Bugün gençler maddi sorunları bahane ederek evlenmekten kaçınıyor. Evli olanlar ise ya çocuk yapmak ya da bir çocuktan fazlasını istemiyor. Elbette aile kurmak maddi anlamda zorlaşıyor. Ancak Türk milleti çok daha ağır şartlarda aile kurdu, daha çok çocuk yaptı, geleneksel değerlerini korudu. Bugün kişi başına milli geliri 13.112 dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesinde olan Türkiye’de aile kurmak ve çocuk yapmak, aile bütünlüğünü korumak neden zorlaştı? Bu sorunları sadece maddiyata bağlamak doğru mu? Ağır savaşlar ve ekonomik krizler yaşayan Türk milleti neden bu durumda? Geçmişte yaşanan ağır savaş ve ekonomik sorunları göz önünde tutarsak aile kurmanın ve doğurganlık oranının düşmesini sadece ekonomik sorunlarla açıklamak mümkün değil. En zor şartlarda ve sonrasında Türkiye yüksek oranlı doğurganlık oranını devam ettirmeyi başarmıştı. Anlaşılıyor ki sorun sadece ekonomik değildir. Sorun ekonomik olduğu kadar kültürel ve ideolojiktir.
Genel olarak sanayileşmenin getirdiği yüksek yaşam maliyetlerinin evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı zorlaştırdığı ön kabulü vardır. Oysa istatistikler ve özellikle Batı ülkelerinin (Japonya da dahil) tecrübelerine bakarsak yalnızlık bireyler ve devletler için hem zor hem de daha pahalıdır. Yalnızlığa bağlı hastalıklardan ve iş gücü verimsizliğinden dolayı ABD her yıl 406 milyar dolar kayba uğruyor, Yalnız bireyler için geliştirilen yapay zekâ yazılımları pazarı yakın zamanda 140 milyar dolara ulaşacak. Çevrimiçi çöpçatanlık uygulamaları 17 milyar dolarlık pazara sahip. Yalnızlığı evcil hayvanlarla gidermeye çalışan bireyler sayesinde evcil hayvan pazarı 259 milyar dolara ulaştı. Bu pazarın 2032 yılında 427 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Yoksulluk ve gelir dağılımın bozulmasının yan etkileri........
© Aydınlık
