menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barınma krizinde vergilemenin önemi

21 32
latest

Son yıllarda Türkiye’de barınma krizi, ekonomik gündemin en yakıcı başlıklarından biri hâline geldi. Özellikle büyükşehirlerde konut fiyatlarının ve kiraların astronomik şekilde artması, vatandaşı doğrudan etkileyen sosyal bir soruna dönüşmüştür. ‘Barınma hakkı’ yalnızca fiziksel bir mekâna sahip olmak değil, aynı zamanda toplumsal refah ve ekonomik istikrarın da temel unsurlarından biridir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de yaşanan barınma krizinin arka planında birbiriyle ilişkili çok sayıda etken bulunuyor. Konut imalatının yavaşlaması, konut piyasasında emsal değerlerin gerçek değerlerin çok altında kalması, vergilendirmenin yetersizliği ve manipülatif yatırımların önünü açan politikalar önde gelen etkenlerden bazıları arasında sayılabilir.

Türkiye’de son on yılda kiracı nüfusunun oranı belirgin şekilde artmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2014 yılında toplam hanehalklarının yaklaşık yüzde 23’ü kiracı iken, 2024 itibarıyla bu oran yüzde 30’un üzerine çıkmıştır. Özellikle büyükşehirlerde, genç nüfus ve yeni kurulan haneler için konut artık erişilebilir olmaktan çıkmıştır. Bu eğilim, yalnızca vatandaşın alım gücündeki erime değil, aynı zamanda konutun ‘yatırım aracı’ hâline gelmesiyle de bağlantılıdır. Arsa ve konut piyasasında yaşanan manipülasyon, barınmanın bir temel hak olmaktan ziyade sermaye birikim aracına dönüşmesine yol açmıştır. Uygulanan yüksek faiz politikası ve TOKİ, KİPTAŞ gibi kamu kurumlarının ucuz konut yerine pahalı ve lüks konut imalatı yapması sorunları derinleştirmiştir. Böylece orta sınıfın konuta erişimi zorlaşmış, toplumun geniş kesimleri kiracılığa mahkûm........

© Aydınlık