Vurun kadın istihdamına!
25 Kasım, “kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü” yaklaşırken konuyu millî üretim seferberliğinin önemi üzerinden ele almak istiyorum.
Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir suç değil toplumsal yapının çarpıklıklarını açığa vuran derin bir yaradır. Bugün, her türlü cezai önlemin, yasal düzenlemenin ve toplumsal farkındalık çağrısının ötesinde, sorunun köküne inmeyi gerektiren bir gerçeklikle karşı karşıyayız. O kök, kadının üretim ilişkilerinden, istihdamdan ve toplumsal güç alanlarından uzaklaştırılmasıdır.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin en güçlü zemini, kadınların üretimdeki yerini yeniden inşa etmekten geçer. Üretmeyen, ekonomik olarak bağımsızlaşmayan kadın, her türlü sömürüye, eşitsizliğe ve şiddete açık hale gelir.
Geçtiğimiz günlerde, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2026 yılı bütçesini sunan Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın bir cümlesi çok tartışıldı. Ne dedi Bakan?
“Türkiye’de doğurganlık hızının düşmesi meselesi yalnızca gelir düzeyiyle veya ekonomik büyüklükle açıklanabilecek bir konu değildir.”
Bu cümle bazıları tarafından........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein