menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dinin omurgası ‘tevhid’

20 1
26.02.2025

Başta Kur’ân-ı Kerim’de olmak üzere, ilahî mesajın ruhunu yansıtan diğer İslamî metinlerde “tevhid” ve “adalet” kavramları, “din” ve “şeriat” kavramları ile, sıralı leffüneşir oluşturarak karşımıza çıkar. Yani “tevhid” dini; “şeriat” ise adalet kavramını simgeler. Dinî tefekkür sistemimizde “tevhid”, dini (iman ve İslâm'ı); “şeriat” ise, adaleti (hukuku) ifade eden iki temel kavramdır.

“Şeriat” sözcüğünü kullanırken, siyasal İslam ideolojisinin Kur’ân’daki kavramları vülgarize ederek ürettiği yapay, politik anlamı kast etmiyorum.

Aslında “şeriat” Arapça’da sözlükte “izlenen yol, ana cadde, su kaynağı ve akarsu” anlamında olup; inanç, amel, ahlak ve hukuk normları ile şekillenmiş evrensel “din”i tanımlıyorken; daha sonra, siyasal İslam ideolojisinin öncüleri tarafından bu bütünlüğün içerisinden genişletilmiş, başkalaştırılmış birtakım fıkıh maddeleri -özellikle İslam fıkhındaki ukûbat (cezalar) bahsi- öne çıkartılarak bunun din ile özdeşleştirilmesi yolu ile büyük ve çok tehlikeli bir manipülasyona/algıya imza atılmıştır.

Halbuki, Yüce Allah’ın yerde ve gökte tek ilah, tek efendi, tek Rab olduğu gerçeğini anlatan ve dolayısıyla varlık dünyasının karakterini de açıklayan “tevhid” (Allah’tan başka tanrı yoktur inanç ilkesi) İslam dininin omurgası ve bir tümce olarak tek karşılığıdır.

Evet, “tevhid” varlık dünyasının da fıtrî karakterini izah........

© Aydınlık